Ölçme Dükkanı

Ölçme Dükkanı

Ölçme dükkanında her türden ölçüm aleti bulunurdu. Uzunluk, ağırlık, kütle, hacim, zaman gibi birim ölçüsü daha kolay olanların yanında, ölçmekte zorlandığımız meselelerin ölçü aletleri de vardı. Egometre, faydametre, hazmetre, duygumetre, akılmetre, acımetre bu aletlerden bazılarıydı.

Serkan da eşi Zehra’yı ölçme dükkanına bu yüzden yönlendirmişti. Zehra'nın istekleri karşısında, her seferinde ‘İhtiyacımız var mı buna?’ diye sormak istemiyordu. Bu dükkanı duyar duymaz "Tam sana göre bir yer buldum" demişti. Zehra dükkana girip etrafa bakınırken, ‘’Buyurun, nasıl yardımcı olabilirim?’’ diyen dükkan sahibine, ‘‘Bence eşim abartıyor ama ihtiyacımla isteklerimi ayırt edemiyormuşum, beni o yüzden bu dükkana yönlendirmiş’’ diye anlatınca, dükkan sahibi egometre ve faydametrenin kendisi için yeterli olacağını söylemişti.

Egometre, broş gibi bir aletti ve doğru ölçüm yapabilmesi için giysinin akciğere yakın bir yerine takılıyordu. İnsanın birşey istediği anda nefes alışverişindeki en küçük değişikliği hissediyor ve yüksek değerlerde rahatsız edici bir ses çıkararak alarm veriyordu. İstek miktarı arttıkça alarmın sesi artıyordu. Faydametre ise saç tokası gibiydi. Başın sol tarafına takılıyordu. Çünkü beynin sol lobundaki sinaptik geçişlerden etkilenerek ölçüm yapıyordu. Faydası yüksek seçimlerde sakinleştirici, dingin bir ses çıkararak, faydası olmayan seçimlerde ise tehlikeyi çağrıştıran tiz bir sesle işaret veriyordu.

Bakalım bu ölçüm aletleri ile gün nasıl geçecekti? Eşinin şikayetlerinden kurtulacak mıydı? Zehra aklında bu sorularla dükkandan çıktı. Eve gitmeyi bekleyemeden daha dükkanda egometre ve faydametreyi takmıştı. Arabaya yürürken her şey yolundaydı. Hiç de Serkan'ın abarttığı gibi aktif değildi egosu işte. Arabaya binince emniyet kemeri tutukluk yaptı ve hızla çekmesine rağmen bir türlü takamadı. Egometre çok yüksek olmayan bir sesle uyarı vermeye başlamıştı. "Bu da ne şimdi?" , "İyi ki azıcık sinirlendik" diye düşündü. Arabayı çalıştırdığında emniyet kemeri hala takılmamıştı. Bu defa faydametre tiz sesiyle çığlıklar atmaya başladı. Faydametrenin sesini farkedip algıladığı anda egometre sesini biraz daha yükseltmeye başladı. Zehra arabayı durdurdu. Evden çıkarken buzdolabından alıp çantasına attığı su hala serindi. Birkaç yudum aldı.  Egometrenin sesinin azalmaya başladığını fark etti. Biraz daha sakinleşmişti ve galiba yolunu bulmuştu. Panik yaptıkça egometre alarm veriyordu. O zaman panik yoktu. Yavaşça emniyet kemerinin tokasını kilide oturttu, çıkan klik sesini duyunca faydametrenin huzur veren sesini işitti ve rahatladı. Bu aletlerle zorlanacağı şimdiden belli olmuştu.
 

Eve gidip Damla'nın ödevlerini bitirmediğini fark ettiğinde egometre çılgın gibi ötmeye başladı. Damla'ya söyleniyordu, "Ödevlerini ben demeden ne zaman yapmaya başlayacaksın? Hep benim zorlamam mı gerekiyor? Bu nasıl sorumsuzluk?" derken faydametre tiz çığlıklar atmaya başlamıştı. "Ne yani fayda vermiyor mu bu söylediklerim?” Zehra çılgına dönmüştü. Hem egometre hem de faydametre dayanılmaz sesler çıkarıyordu. Balkona çıkıp temiz hava almak istedi. Temiz havayı akciğerlerine çekince egometrenin sesi alçalmıştı. Başını birkaç dakika masmavi gökyüzüne çevirdi. Egometre yine normale dönmüştü. Sanki egometreyi susturma yollarını çözmüştü. Su içmek, hava almak iyi geliyordu. En önemlisi de isteği az olduğunda sesi kesiliyordu. "Çocuğuma sorumluluklarını öğretmek için başka bir yol bulmalıyım" diye düşünmeye başladı. Sadece bunu düşünürken bile faydametre huzurlu bir sinyal göndermeye başlamıştı.

Neyse bunu sonra düşünecekti. Şimdi biraz dinlenmeliydi. Koltuğa oturup telefonunu eline aldı. Her zaman alışveriş yaptığı şu meşhur sitenin uygulamasını açarken egometre ses çıkarmaya başlamıştı bile. "Almayacağım ya, bakacağım sadece!" Egometrenin sesine rağmen siteyi gezmeye devam etti. İndirimli ürünler sayfasını açtığında o çok beğendiği çaydanlığın indirimde olduğunu gördü. Egometrenin kulak tırmalayan sesine rağmen çaydanlığı almak istiyordu. Ancak sepete eklediğinde faydametre de tiz sesiyle katılmıştı bu senfoniye.

"Tamam evdeki üçüncü çaydanlık olacak ama baya ucuza alacağım, bunun hiç mi faydası yok? Mantıklı değil mi şimdi bu? Bu indirimi kaçıramam. Bir üzüntümetre olsa da içimdeki üzüntüyü ölçse" diye geçirdi içinden.

Yanında duran suyu içerken düşünmeden de edemedi, galiba Serkan haklıydı. Zehra'nın bu iki ölçüm aletinden öğreneceği çok şey vardı. Fayda, zarar, istek, ihtiyaç, acı, haz karmaşıklığından kurtulmak istiyordu. Bir günde başına neler gelmişti. Hayatının ne kadarını egosunun kontrolünde geçirdiğini merak etmeye başlamıştı bile.

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.


Yorumlar

  1. Keşke işaretler her zaman bu kadar net olsa ❤️ Tebrikler. Çok güzel bir yazı🌱

    YanıtlaSil
  2. Çok hoşuma gitti, okuması çok keyifliydi. Keşke gerçekte de olsa bir egometre faydametre de biz de anlasak. Anlamanın başka yolu var mı 😊

    YanıtlaSil
  3. Sade bir dille insanlığın çok temel bir meselesi aktarılmış.. öyle ki şu meseleyi halledebilse insan neler yapar neler.. Ego ile verilen mücadele aslında çok temel ve çok önemli bir konu.Ellerinize sağlık..

    YanıtlaSil
  4. Almak istedigimiz herşey için düşünebilsek,istek mi ihtiyaç mı diye ne güzel olur.Kaleminize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  5. Gerçek hayatta da olsa keşke güzelmiş 😀 kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Hayatın içinden
    İnsanı düşündüren çözümleri algılamasını sağlayan, keyifli bir yazı
    kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  7. İhtiyaç mı? istek mi? Bu iki soru arasında kalmadan hayatına devam edebiliyorsa insan çok şeyi halletmiş demektir

    YanıtlaSil
  8. Çok ilginç bir anlatım olmuş faydalı bir yazı dikkat çekip düşündürdü

    YanıtlaSil
  9. Elinize sağlık..

    YanıtlaSil
  10. Ego, istek, ihtiyaç, fayda, zarar gibi çok önemli kavramları ne güzel anlatmışsınız yazınızda.Teşekkürler.
    Pek farkında değiliz ama hayatımızın yönünü şekillendiren ana kavramlar gerçekten.

    YanıtlaSil
  11. Okuması çok keyifliydi, güzel bir konuya güzel bir bakış açısı. Ellerinize sağlık..

    YanıtlaSil
  12. Naile Nazlıkaya20 Kasım 2023 22:31

    Çok faydalı ve çokta keyifli bir yazı olmuş,☺️ emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  13. Çok güzel bir anlatım olmuş keyifli ve akıcı, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  14. Mesajın verilme yolu çok hoş :) emeklerinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  15. Çok keyifli ve düşündürücü bir yazı olmuş. :)) Emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  16. Çok güzel olmuş. Ellerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  17. Demek ki istekler azalınca EGO metre daha az konuşacak. hayatımızda bu stratejiye yer verelim o zaman...

    YanıtlaSil
  18. Egomuzu frenleyince huzur geliyor

    YanıtlaSil
  19. Çok güzel olmuş hem eğlendirici hem düşündürücü kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  20. Böyle bir ölçme dükkanımız yoksa da, doğru soruları sormayı öğreten öğretmenlerimiz var çok şükür🙏 İstek mi ihtiyaç mı? Kendi isteklerimizde kullanabileceğimiz gibi,bizden istenenler karşısında da uygulayabileceğimiz, anahtar bir soru 👍 Teşekkür Ayşe Bulut Hocam ❣️

    YanıtlaSil
  21. Harika bir yazı. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emeğinize sağlık, çok güzel , merak uyandırıcı bir yazı

      Sil
  22. Ne güzel bir bakış açısı. Gerçek hayatta da olsa muhteşem olurdu.

    YanıtlaSil
  23. İnşAllah o çaydanlığı almamıştır. Çok etkileyici ve sürükleyici bir yazı.

    YanıtlaSil
  24. Farklı bir bakış açısı, çok eğlendirici olmuş

    YanıtlaSil
  25. Evet o ölçüm aletlerine benim de ihtiyacım var. farkındalık sağlamış. Gün içinde farkında olmadan hata yapıyoruz ki küçük küçük ama toplanınca büyük oluyor. Belki somut bir alet yok ama soyut yasalar var ölçüm yapmak için. teşekkürler.

    YanıtlaSil
  26. Keşke herkesin egometresi olsaydı ve aşırılıkta alarm verseydi... :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder