Kazançsız Takas

Kazançsız Takas

Nihayet Betül’ün beklediği gün gelip çatmıştı. Evdeki telaş biraz gerilmesine neden olmuştu. Evin düzeni, ikramlıkların lezzeti çok önemliydi. Söz merasiminde aksaklık olmaması için en popüler organizasyon şirketiyle anlaşmış, yüzüklerini, yüzükleri koyacakları tepsiyi, hatta yüzükleri bağlayacakları kurdeleyi bile özenle seçmişti. Saçı ve makyajı için ünlülerin de tercih ettiği bir kuaföre gitmiş, saçına uygulanan üçüncü modelde ancak karar kılabilmişti. Kıyafetini seçmesi ise haftalar sürmüş, onlarca kıyafet modelinin arasından karar verebilmek için defalarca sosyal medyada oylamaya sunmuştu. En sonunda hepsi içine sinmişti. Daha ilgilenmesi gereken bir sürü mesele vardı. Düğünü nerede yapacaklar, balayına nereye gidecekler, evi nerede tutacaklar, mobilyaları, mutfak eşyaları hangi model hangi marka olacak. Detayda bir sürü sorusu vardı. Her şey mükemmel olmalıydı ve Betül’ün koşturmacası süredursun, kendini kaptırdığı bu detaylar denizinde boğuladursun, kaçırdığı çok daha önemli bir şey yok muydu?

Peki Neydi O Hiç Aklına Düşmeyen?

İlişkinin kendisi! Düğün biter, balayı biter ama evliliği sürdürülebilir kılan şeyler nelerdi? Evini huzurlu bir ortama nasıl dönüştürebilirdi? İlişkilerinde, insanlar samimi olsun ama sınırlarını bilsinler isterdi. Peki yeni akrabalarıyla, kayınvalidesiyle, görümcesiyle nasıl hem samimi hem sınırları olan ilişkiler kuracaktı? İlgi, sevgi, saygı, güven istiyordu. Peki, bunları kazanmak için neler yapması gerekiyordu?

Evlilik hazırlıkları için hazırladığı listede bu sorulara yer vermemişti. Annesi ve babasının mutlu evliliğinde fedakarlık, yardımseverlik, hoşgörü, anlayış vardı ama Betül’ün mutluluğu için arayışları başka yerlerdeydi.

İnsan Kendi Tarafını Tutar.

İnsanoğlu, başkalarında gördüğü somut imkanların kendisinde de olmasını ister ve isteklerinde kendini haklı çıkaracak bahaneleri çok kolay bulur.

‘Bir kez gidiyorum balayına, en güzeli olsun.’

‘Gelinliğim, evimin eşyaları, en güzeli, en iyisi olsun.’

‘Onun evi üç katlı, kış balkonlu, bende de olsun.’

‘Ne yapayım ben de alışverişle rahatlıyorum, herkes alıyor benim de olmasın mı?’

‘Bu kremi takip ettiğim fenomen önerdi. Herkes çok işe yaradığını söylüyor. Hemen sipariş vermeliyim.’

‘Yüzümün botoksa ihtiyacı var. Aynaya baktıkça moralim bozuluyor. Mutlu olmak benim de hakkım.’

‘Yengemin gelini mide ameliyatı olmuş. Üç ayda yirmi kilo vermiş. Napayım boğazımı tutamıyorum. 

Ben de ameliyat olacağım.’ der.

İnsan bir bilse,

En güzel ev benim olsun diye istemek yerine, en huzurlu evlilik benimki olsun diyebilse,

Balayı tatilim en mükemmeli olsun demek yerine, birlikte eğlenmek daha önemli diyebilse,

Telefonum en son model olsun demektense asıl mesele başım sıkışınca arayabileceğim sevdiklerimin olmasıdır diyebilse. 

İnsan ister, ama isteklerinin sonucunu bir fark edebilse. O şıkır şıkır arka fona sahip olma hırsının, telaşının, flaş parlarken bir saniyeliğine gülüyormuş gibi yapan, sonra gecenin sonunu iple çeken bir kalabalığa mal olabileceğini bir bilse. Ne kadar kazançsız bir takas yaptığını ah bir bilse…

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.