Anı Tamircisi

Anı Tamircisi

Bir vardı, bir yoktu.. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.. Develer tellal, pireler berber iken. Bebekler badi badi yürüyüp babalarının beşiklerini tıngır mıngır sallarken. Sıra dağların arasında, sıradan bir köyde, sıra sıra ağaçların sonunda kerpiçten bir kulübede yaşlı bir kadın yaşardı. Bu kadının her şeyi sıradan gibi görünse de, hiç de sıradan olmayan bir özelliği vardı. Yaşlı kadın insanların hatırlamaktan rahatsız oldukları anıları değiştirebiliyordu. Bu nedenle civarda 'Anı Tamircisi' olarak nam salmıştı. Anı Tamircisi'nin evini bulmak da öyle kolay iş değildi. Anılarını değiştirmek isteyen insanlar zorlu yollardan geçer, anılarının acısından hemen kurtulmak için o sıra dağları aşarlardı. Zorlu yollara rağmen Anı Tamircisi'nin her gün birkaç misafiri olurdu.

Yaşlı kadın her gün olduğu gibi o gün de horozların sesiyle uyandı. Sobanın içine birkaç odun atıp kendine has bir tarifle hazırladığı, dertlere deva çayını demlemeye koydu. Bir taraftan da bugün kimlerin, hangi anılarla geleceğini merak ediyordu.

Kulübenin perdesini araladığında, günün ilk ışıklarıyla birlikte orta yaşlı, omuzları çökmüş, yorgun birisinin geldiğini gördü. Bugünün erkenci misafiri biraz çekingendi. Titreyen bir sesle "Anı Tamircisi'ni arıyorum, doğru mu geldim? " dedi. Yaşlı kadın, güler yüzle içeri buyur etti. Misafirine sıcak çayından ikram etti ve öyküsünü dinlemek için karşısına oturdu. Misafir ne diyeceğini bilemiyordu ama anı tamircisinin bakışlarından bir şeyler söylemesi gerektiğini anlamıştı. "Anılarımdan bazılarını yaşamamış olmayı diliyorum." diyebildi.

"Onu biliyorum." dedi Anı Tamircisi. "Hangi anılar ve neden?'' Kadın gözlerini yumarak; "Kötü anılar... Hatalarım... Bana yaşatılan acılar... Hepsinden kurtulmak istiyorum. Onlar olmasa kendimi daha iyi, daha mutlu hissedebilirdim. Ama onlar aklımdayken olmuyor. Bu yüzden onları değiştirmenizi istiyorum." dedi.

Anı Tamircisi gülümsedi. "Anılarını tabi ki değiştirebiliriz. Ama sonuçları olacak. Kabul ediyor musun?" Misafir anlamaya çalışırken Anı Tamircisi devam etti;

"Bak güzel kızım! Anılarını değiştirdiğinde kendini bir süreliğine iyi hissedeceksin ama deneyimlerini kaybettiğin için aynı hataları tekrar yapacaksın. Çünkü yaşamış olduklarından öğrendiklerin seninle olmayacak. İnsan hata yapar. Hata yapmak önemli değil. Önemli olan öğrenmek ve sonra aynı hatayı tekrar etmemek. Hatalarından ve yaşadıklarından çıkardığın olumlu ya da olumsuz dersleri, yaşantına aktardığında geçmişinden daha iyi ve daha mutlu olabilirsin. Anılarını değiştirdiğimizde hissedeceğin iyilik ve mutluluk geçici olacaktır. Çünkü bilmediğin için yine aynı hataya düşmen uzun sürmez."

Misafir şaşkındı, bunu beklemiyordu. "Deneyimlerimi koruyarak sadece anıları değiştirsek olmaz mı?'' diye sordu. Anı Tamircisi kafasını iki yana sallayarak "Maalesef bu mümkün değil. Anılarını hatırlamazsan çıkardığın dersleri nasıl hatırlayabilirsin ki? Bir insanın en büyük sermayesi deneyimleridir. İnsan kendi hayatından, başkalarının hayatından, hatta doğada bulunan her şeyden, hayvanlardan ve bitkilerden bile ders çıkarıp hayatına aktarabilir. Bu insanın hayatını kolaylaştırır. Terazinin kefesine koysak anılarını, kötü zannettiklerini de, iyi zannettiklerini de aynı tartar. İkisi de olacak ki ne yaptığımızda iyi oluyor, ne yapmadığımız da kötü oluyor anlayabilelim. Onlara değer katan, onları birbirinden farklı kılan şey onlardan ne öğrendiğimiz. 

Misafir düşünerek sordu: "Anılarım gitse, çok mutlu olacağımı düşünmüştüm. Onların öğrettiği şeylerin hayatımdaki önemi aklımdan çıkmış."

"Öyle" dedi Anı Tamircisi. "Ne yaptım da bu sonucu elde ettim? Ne yapsaydım daha farklı sonuç alırdım? Neyi değiştirmeliyim ki bir daha aynısı olmasın? Sormamız gereken sorular arasında ama eğer hala anılarını değiştirmemi istiyorsan onu da yaparım." diye tamamladı sözlerini yaşlı kadın.

Misafir "Aynı şeyleri tekrar yaşayacaksam değiştirmenin ne anlamı var ki?" dedi. Anılarına sarılıyormuş gibi elinde tuttuğu biten çayının bardağına sarıldı. Anı Tamircisi gülümsedi. Kapıdan girerken omuzları çökmüş anılarının yükünü taşımaktan yorgun gelen misafir, şimdi anılarından öğrendikleriyle o yük hafiflemiş olarak kapıdan çıkmaya hazırdı.

Gıcırdayan kapı kapanırken gökten üç elma düştü. Biri masalı yazana, biri okuyana, biri de anlatana..



&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.


Yorumlar

  1. İnsan yaşadığı her şeyden ders çıkartmalı aslında.. neyi iyi yaptı neyi kötü yaptı.. hayatta bunu yapabilen insan çok daha hızlı yol alıyor.. daha da hızlısı kendisi yaşamadan başkalarının deneyimlerini transfer edebilmesi..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder