Bu Ne Garip Bir Döngü

Bu Ne Garip Bir Döngü

Koskoca bir yılın sonunda Bremen’in ünlü Pazar Yeri Meydanı'ndaydı. İnsanlar hafta sonunu sevdikleriyle geçiriyor, kimi çocuklarıyla oynuyor, kimi çalan müzikle dans ediyor, kimileri köşe bir restoranda oturmuş sohbet ediyordu. Merkezde devasa Bremen Katedrali ve tarihi belediye binası “Buralardan kimler geldi, kimler geçti…” diye düşündürtüyordu. Hava buz gibiydi. İnsanlar soğuğa rağmen hayatın içinde akıp gidiyordu.

Meydanın tam ortasında oyuncu bir adam vardı. Bir çubuğun ucuna takılmış kocaman metal ve içi boş bir daireyi havada akrobatik hareketlerle dolaştırıyor ve irili ufaklı balonlar oluşturuyordu. Bunu gören çocuklar neşeyle balonları kovalıyor, aşıklar birbirleriyle eğleniyordu. Balonlar patladıkça adam yerine yenilerini yapıyordu. Balonları patlatmaktan sıkılan çocukların yerine yenileri geliyordu. Meydanda oturmuş etrafı izlerken bu döngü dikkatini çekti. Yeni balonlar, yeni çocuklar... Balonlar değişiyor, insanlar değişiyor ama sahne hemen hemen aynı kalıyordu. 

Hayat döngülerden ibaret.

Yinelenen balonlar ve yinelenen görüntüyü izledikçe, balonlar gibi hayatımız da böyle döngülerden ibaret diye düşündü. Bu hayatta her şeyin bir başı ve bir sonu vardı.  Hayatın her yerinde dönen, hareket halinde olan yaşam döngülerimiz geldi aklına. Anne karnındaki sürecimiz de doğduktan sonraki hayatımız da bir döngüydü ve bu kocaman hayat balonunun içinden minik minik balonlar çıkıyordu; tıpkı Bremen Pazar yerindeki baloncunun balonları gibi. Hayatımız iç içe geçmiş, irili ufaklı balonlar gibiydi. Bebekliğimiz, çocukluğumuz, gençliğimiz , olgunluğumuz , yaşlılığımız her biri bir döngüydü esasında.

“En minik balonlardan biri de koskocaman diye adlandırdığımız bir yılımız.” diye geçirdi içinden.  Bir yılın daha sonuna gelmiştik. Bu yıl da nelere gülmüş, nelere ağlamıştık? Ne sevinçler yaşamış ne acılar görmüştük? Hayat sahnemizden birileri çıkarken, birileri sahneye girmişti. Biz de eskiden hayatında olduğumuz insanların sahnesinde artık yoktuk.

Kaçan balonlar, kaçan fırsatlar...

Balonlar havada uçuşurken, aslında her bir balonun kendine verilmiş bir hediye olduğunu hissetti. Bazı balonlar, insanlar patlatmaya yetişemeden uçuyordu. Kaçan fırsatlara benzetti bu balonları da. Sonra düşündü; “Her şeyin başı sonu varsa bu döngülerin de bir sonu olmalıydı. Sonsuza dek sürmeyecekti ya, onlar da bir gün bitecekti.”

Minik balonlar aslında büyük sonuçları doğuracak minik başlangıçlar olabilirdi. Yeni bir yıla girerken “Belki bu yıl kaçırdığım balonlar olabilir, ama yeni bir balonum olacak. Onu değerlendirebilirim!” diye geçirdi içinden. Geçen yıl yapmak isteyip yapamadığı şeyleri düşündü. Bir de yapabildiklerine baktı.

Kendi skorunu beğenmedi. Yeni hediyesini daha iyi kullanmalıydı. Bremen Pazar Yeri’nde eğlence devam ederken balon patlatan çocukların arasına karıştı ve balonları patlatmaya başladı. Baloncunun yaptığı büyük balonlardan biri ona doğru geliyordu. Bu defa kucaklamak için kollarını açıp, hazır bekledi. 

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.

Yorumlar

  1. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Ellerinize sağlık…

    YanıtlaSil
  3. Bize verilen hediyeleri iyi kullanabiliyoruyuz ya da balonlar gibi fırsatları geri mi itiyoruz düşündürücü bor yazıydı emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Hiçbir şey sonsuza kadar devam etmiyor bu dünyada... hep bir döngü var, her şey başa dönüyor, yine dönüyor yine dönüyor. Dünyada sonsuzluk yok döngü var.

    YanıtlaSil
  5. Bize verilen hediyeyi en iyi şekilde değerlendirmek olmalı niyetimiz. Emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder