Elbet Bir Gün Buruşacağız

Elbet Bir Gün Buruşacağız

Ne güzel şarkıdır, "Elbet biir güün buluuşaacağıız."  bu bir temenni cümlesi, bir dilek... İnsan hayattan başka ne ister?

"Eşim beni hep sevsin.", "Çocuklarım hep çevremde olsun.", "Bu sektörde en iyisi hep ben olayım.",  "İşim hep kazandırsın.", "Saçlarım çok güzel, hep böyle kalsa.", "Bu tatile hep devam etsek.", "Okul hemen bitse, daha çok yıl var.". Sevdiklerimizi kaybettiğimizde ise "Ölüm Allah’ın emri, şu ayrılık olmasaydı." şarkısı kulaklarımızda çalar.

İnsanoğlu ne çok şey ister. En çok da zamana karşı dileklerimiz vardır; hiç bitmesin dileklerimiz, keşkelerimiz, bir de ne kadar istesek de gerçekleşmeyecek olan hayallerimiz.  Hani deriz ya, sonsuzluk diye bir şey var mıdır? Hep iyi, hep mutlu, sonsuza kadar mutlu... 

Peki insan sonsuza kadar yaşar mı? Herkes içinden "Hayır!" der buna. Hayatta her şeyin bir süresi vardır. Zira zaman her şeyde işler ve her şey zamana mahkumdur, insana dair her şey. 

Aslında en çok naz ettiğimiz, bazen sorumlu tutup bazen yara bandı dediğimiz zaman. En kıymetli hazinemiz. Bazen sanki bize sırtını dönmüş, bazen tüm yaraların ilacı, bazen saçımızdaki beyazın sebebi olarak görüp sızlandığımız ama sahip olduğumuz en kıymetli şeylerden biridir zaman. Neden bu kadar kıymetli? Hiç geri gelmediği için mi? Çok sevdiğimiz sanatçının konserini kaçırdığımızda, aldığımız bir teklifi fırsata çeviremediğimizde. Bir kere geçti mi, geri döndüremediğimiz her şey çok kıymetli gelmez mi?  

Zaman treni hep ileri gider.  Çünkü bu tek kullanımlık bir bilettir. Tek yöne giden bir tren. Ne kadar istesek de hiç ters yöne gitmeyecek olan. Bir durakta mutlaka ineceğimiz ama o hangi durak bilmediğimiz. Bu trenden bir gün ineceğiz ve o güne kadar da mutlaka yaşlanacağız. Çünkü insan zamana mahkumdur. İsteklerimizden bağımsız bir gerçekliktir. O yüzden elbet bir gün buruşacağız ve son istasyona yaklaşacağız.

Peki geriye dönüp bakınca ne göreceğiz? "İyi ki şöyle yaptım.", "İyi ki onunla evlendim.", "Keşke bu kararı hiç almasaydım!". "Keşke onu hiç tanımamış olsaydım." Çokça "keşke"ler ya da "iyi ki"ler.  

 

Önemli olan zamanın kıymetini ne kadar bildiğimiz, zamanı ne kadar iyi kullandığımızdır. Bu tek kullanımlık bileti nasıl harcarsak kendimizi mutlu ve başarmış hissederiz? Ne yaparsak bu hayatta, biz istasyonu terk ettikten sonra adımız hayır hikayelerinde anılır? 

Kendimizi ve başkalarını mutlu ederek, ilerleyerek yaşadığımız bir hayat. Sadece büyümediğimde hem büyüyüp hem olgunlaştığımızda, bir meyve gibi… tat katıyorum hayata. Bir de ''İyikilerim keşkelerimden fazlaysa… O zaman, zamana karşı yarış değil, zaman ile birlikte yol almak oluyor bu.  Ve en kıymetli olanın kıymetini bildiysek eğer her şey kıymet kazanmaya başlıyor. Zamanımızın kıymetini bilmek dileğiyle…

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.

 

Yorumlar

  1. Olabildiğince en az keşke ile, çokça iyi ki ile son istasyona varmak ümidiyle 🌱

    YanıtlaSil
  2. Şöyle bir dönüp baktım da keşkelerim mi çok iyikilerim mi? Düşündürücü

    YanıtlaSil
  3. Acılar hemen dinsin, mutluluklar daim olsun istiyoruz. Ömür de sonsuz zannediyoruz. "Tek kullanımlık bilet" güzel benzetme olmuş.

    YanıtlaSil
  4. Zaman çok hızlı geçiyor diye şikayet edilir genelde ama o zamanın ne kadar kıymetini biliyoruz, nasıl kullanıyoruz...
    Güzel bir yazı :) teşekkürler 🌸

    YanıtlaSil

Yorum Gönder