Açlık

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Açlık

Şans mı, kader mi, imkânsızlık mı?

Vahap ailenin en büyük oğluydu. İlkokulu bitirir bitirmez para kazanmak için kolları sıvadı.  İçindeki o büyük açlık, küçük yaşta onu büyütmüştü. Henüz on bir yaşında iken ekmeğini kazanmanın yolunu bulmuştu.  

Vahap çok hareketli ve meraklı bir çocuktu.  İlkbahar da inekleri meraya otlatmaya götürürdü. Elindeki çakısıyla yeri kazardı. Yerden sakız çıkartıp doğal sakızı arkadaşlarına satardı. 

Havalar iyice ısınınca artık çobanlar gelirdi. Vahap da inekleri ile vedalaşırdı. Bu sefer de tuz toplamaya giderdi.  Sonbaharın sonlarına kadar tuz işinde çalışırdı.  Hem kendi ihtiyaçlarını alır hem de ailesinin ihtiyaçlarını giderirdi. Ailesi gecekonduda yaşardı ve geçim sıkıntısı çekerdi.

Vahap para kazanmanın bir yolu vardır diye düşünürdü her daim. Annesini iyi bir konumda yaşatmak en büyük hayaliydi. Söylediği şey şuydu; “Anne gün gelecek sana öyle bir ev yapacağım ki, elini sıcak sudan soğuk suya koydurmayacağım.” Annesi ona kıyamaz ancak içten içe de üzülürdü. “Oğlum okumadı, doğru düzgün bir mesleği de olamadı.” deyip ah çekerdi. Ancak Vahap halinden şikayetçi değildi.  Günler birbirini kovaladı.  Vahap askere gitti, bir seneden fazla sürdü askerliği. Nihayet askerliğini bitirip geldi.  Biraz birikmiş bir parası vardı.  Annesi “Oğlum  artık zamanın geldi.  Senin de beğendiğin birisi varsa seni evlendirelim” dedi. Vahap annesine “Henüz kurulu bir işim, bir aşım yok. Yarın el kızını getirip de ona mahcup olmak istemem. Önce iş kurmam gerekir, evlilik kolay” dedi. Vahap evliliğini böylece erteledi.  

Dediği gibi de yaptı. Önce işini kurdu. Zaman içinde işinde usta oldu. En büyük hayalini gerçekleştirdi, annesini güzel bir eve yerleştirdi. Babasının yıllardır çektiği maddi sıkıntılarında ferah bir yaşama ulaştırdı. Sonrasında da biraz ertelese de nihayet evlendi.  Haline her konuda şükrediyordu. Bu hayatta insanın iyi bir şeyler yapabilmesi için neyi neden yaptığından emin olması gerekirdi. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Vahap adım adım hayatının genelini dizayn etmişti. Sadece kendine geçim sağlamış değildi. Çevresine de iş imkanı sağlayan dürüst ve güvenilir biriydi. Ailesinin ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayan faydalı ve güçlü bir baba olmuştu.

Vahap'ın çocukluk arkadaşı İzzet ise hayatındaki taşları bir türlü oturtamıyordu. Çocukluk zamanlarında Vahap ne kadar zorluk çektiyse İzzet de bir o kadar rahat büyümüştü. Okuluna devam etmek istememiş ama bir meslek, bir iş peşinde de koşmamıştı. Şimdi ise evlenmiş ve iki çocuk babasıydı. Ne yapsa olmuyordu. Çocuklar büyüyor, masrafları artıyordu. Ne bir işi ne de ailesini geçindirecek düzenli bir imkanı oluşturamıyordu. Onu bildi bileli iş değiştirirdi. Her defasında kendince haklı bir sebebi olurdu. İzzet işe girer, olmaz; “Abi bende de şans yok” der geçerdi. Her işten ayrıldığında ise babası maddi olarak desteklerdi. Onun rahatlığından olsa gerek zaman geçmiş o hala bir işte dikiş tutturamamıştı. Bir zamanlar yine iş aradığında Vahap bir arkadaşına rica etmişti ama orada da ancak 6 ay çalışabilmişti. Bu süreçlerde Vahap dayanamaz İzzet’in çocuklarının ihtiyaçları ile ilgilenirdi. “Bu İzzet’in hali ne olacak?” diye düşünmeden edemezdi. Hep başka başka işlere başvuruyor, bir alanda ilerleyemiyordu. Neye ilgisi var, neyde yetenekli belli değildi.

İnsan şahit olmadığı öyküyü tek taraflı dinleyince yanlış değerlendirme yapabilir. Peki kim şanslı? Vahap mı yoksa İzzet mi? Ama işte insan iki arkadaşın sürecini bilince hayatta şansın veya tesadüfün olmadığını anlayabilir. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki “Açlık, eksiklik, insana mücadele katar, marifet katar.” 

Yeter ki insanoğlu açlığını doğru yere koysun.

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.

Yorumlar

  1. Hayat ne kadar da göründüğü gibi değil... Konfor zannettiğimiz şeyler ne kadar da konfor değil aslında...

    YanıtlaSil
  2. Kaleminize sağlık…
    Çok güzel bir yazı olmuş…
    Açlık o kadar güzelmiş ki aslında doğru yere konumlandırdığında insanın şifası gibi … Çok şükür

    YanıtlaSil
  3. Aclik yoksa marifette yok...elinize sağlık güzel bir yazı vahap gibilerin sayılarının artması dileğiyle:)

    YanıtlaSil
  4. İnsan gerçekten birinin öyküsünü bilmeden, çok rahat konuşabiliyor. Ama Vahap neyi neden yaptığını biliyormuş. Hayatta şans tesadüf yok. Sebep sonuç vardır.

    YanıtlaSil
  5. Açlık insanı harekete geçirir.🙂

    YanıtlaSil
  6. Kaleminize emeğinize sağlık çok etkileyici bir yazı açlık olmadan marifet olmaz

    YanıtlaSil
  7. İzzet, Vahap gibi bir arkadaşa sahip olduğu için çok şanslı...
    Ancak kıymetini bilememiş tüm imkanlarının olduğu gibi...Vahap abimiz var olsun her daim. elinize sağlık çok güzel biryazi olmuş

    YanıtlaSil
  8. Hayatta Vahap'a benzeyen birçok hikaye var. Önemli olan bunun farkına varabilmek. Başarmak istiyorsan mutlaka çalışmak gerekir. Adım atmadan ilerleyemezsin. Kalemize sağlık

    YanıtlaSil
  9. Günümüz insanı maalesef çok tembel sorumsuz! bunun sebebi kesinlikle bolluk ,rahatlık,telefon

    YanıtlaSil
  10. Zorluğu yaşamayan kimse hedef belirlemez

    YanıtlaSil

Yorum Gönder