Sana İhtiyacım Var

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Sana İhtiyacım Var

Sabahın ilk ışıklarında evde tatlı bir telaş başlamıştı. Her ay olduğu gibi Aysel Hanım’ın yine misafir günüydü bugün. Evdeki herkes harekete geçmişti. Bir hafta öncesinden hazırlıklara başlanmış ve bir gün öncesinden yemekler yapılmıştı. Temizlik, alışveriş ve menü hazırlığı derken kabul günü gelip çatmıştı. Aslı annesinin aylık misafir gününe alışmıştı. Yıllardır komşu olan bu kadınlar her ay birisinde toplanırdı. Toplantılarda anlayamadığı bir şey vardı, o da annesinin telaşıydı. Geleneksel gün toplantısı bir süre sonra çok yorucu olmaya başlamıştı. Aslı dayanamadı ve annesine sordu:

Zaten komşuyuz; Güler teyze, Selma teyze ve diğerleri ile… Her sabah kapıda karşılaşır selamlaşırız. Her pazar ekmek almaya giderken onlara da alıp, evlerine bırakırız. Eee o zaman yabancı biri gibi bu hazırlık neden? 

Olur mu hiç kızım, eve gelen kim olursa olsun misafirdir. Misafir; evin bereketidir, misafiri olmayan ev eksiktir. Misafire özen göstermek gerekir. En güzel yemekler onlar için yapılır. En özel eşyalar onlar için çıkarılır. Evimiz tertemiz olmalı. Bizden memnun ayrılmaları önemli. Misafir memnuniyeti diye bir şey duymadın mı sen?” dedi ve işlerini yapmaya devam etti.

Aysel Hanım çeyiz sandığında sakladığı masa örtüsünü ütülüyordu. Bir süre sonra odanın kapısından Aslı’yı geçerken gördü. Aslı görünmez olmak istiyordu. Nafile, annesi onu görünmez olmadan yakalamıştı. 

Ayy Aslı kızım dur terliğinle salona girme sakın, yeni sildim.

Anne daha yeni temizlik yaptık ya!

Olsun yine kirlenmiştir, ben bir daha sildim, diye tekrarladı. 

Salona girmeden kafasını uzatarak son durumu kontrol etmek istedi. Annesinin çok beğenerek aldığı yemek takımını çıkarmıştı masaya. Çeşitli mezeler, türlü ana yemekler, sayısız salata ve tatlılar… Her şey güzel görünüyordu. Birazdan evde cümbüş başlayacaktı. Annesini hayal edebiliyordu, elinde tabaklarla oradan oraya koştururken. Ayaküstü birileriyle konuşup tekrar mutfağa gittiğini, bir yandan terleyip cam kapı açtığını… Mutfak kapısına doğru yönelmişken radyoda çalan müziğe kulak kabarttı. 

“Dur aman gitme sevgilim, sana ihtiyacım var, bu aralar çok dertliyim, sana ihtiyacım var…”

Sana ihtiyacım var!

Aslı, şarkının sözlerini mırıldanmaya başladı. Ne kadar da anlamlı bir cümleydi, düşündürmüştü Aslı’yı. İnsanların ilişki kurması, başka insanlarla bir araya gelmesi… Sebebi buydu işte. İhtiyaç gidermek ve ihtiyacını görmek için. Tek başına ne yapabilirdi ki insan? Yapmak istediği her şeyde destek alabilmek önemliydi. Mesela alışveriş yapabilmesi için markete ihtiyacı vardı. Ben kendim ekip biçerim dese bile tohum alabileceği birine muhtaçtı. Onu da ben hallederim dese, tarlayı kim sürecekti? Ekmeğimi kendim yaparım dese unu nerden temin edecekti? Hadi buğdayı ekti diyelim, bir de değirmenci gerekmiyor muydu?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: “İlişkide kıymetli olan şey, ihtiyaç gidermektir.” 

Aslı, ihtiyaç gören bir aile de büyümüştü. Annesi babası gibi Aslı da yardımlaşma konusunda marifetliydi. Uzun yıllardır aynı mahallede oturuyorlardı. Her pazara gidişinde karşı komşu Filiz teyzenin de kapısını çalar ve neye ihtiyacı olduğunu sorardı. Yorgun da olsa Ali Rıza Amca’nın poşetlerini taşımaya yardım ederdi. Apartman sakinlerinin çoğunun yaş ortalaması biraz yüksekti. Bu durumda malum hastalıkları da kaçınılmazdı. Ameliyat olan, ağır hastalık geçiren biri varsa yardıma giderdi. Kışlık hazırlıkları birlikte yaparlardı. Bir evde toplanılır beraber kaynatılırdı konserveler, reçeller…

Aklına birden arkadaşı Selin geldi. Aslı ile Selin aynı mahallede büyümüş, aynı okula gitmişlerdi. Yıllardır süre gelen dostlukları vardı. Birbirlerine iyi ve kötü günlerinde destek olmuşlardı. Üniversite de farklı okullara gitmişlerdi. Bu ayrılık onların dostluklarından bir şey eksiltmemişti. Aslı’nın bir şeye ihtiyacı olduğunda ilk aklına gelen kişi o olurdu. Selin’in problem çözebilme marifeti yüksekti. Yol gösterir, Aslı panik olduğunda onu sakinleştirirdi. Yeri geldiğinde onu motive ederdi. İlişkilerde en çok aranılan şey de bu değil miydi? O an neye ihtiyacı varsa onun olması, desteklenmesi… İlişkiyi güçlendirmez miydi? Kim istemezdi ki hayatını kolaylaştıran bir insan olmasın? Eksikliği olan bir konuda tamamlanmaya kim hayır diyebilir ki?

Her ilişkide insan kendisinden yanadır aslında.

Zaman içerisinde muhtaçlıklar olabilir. Hastayken bir çorbaya, taşınırken kolilemeye, temizliğe yardıma ihtiyaç duyabiliriz. Sınava hazırlanırken destek almak isteyebiliriz. Önemli kararlar alırken yanımızda birileri olsun isteriz. İnsan, ihtiyacı olanı veren kişiyle yan yana olmak ister. Her ihtiyaç karşılayan, ilişkide güçlü olan taraftır. Vazgeçilmez olandır, aranılandır.        

Aslı’da da annesinden görüp deneyimlediği ne çok iyi davranış vardı aslında. Bunlar hayata anlam katıyordu. Yaptıklarını yük olarak görmüyordu ve mutluydu ihtiyaç giderdiği için.

Birden annesinin sesiyle irkildi, "Hadi çabuk ol, toparlan kızım, birazdan misafirlerimiz gelir.” Karşılık verdi annesine; “Hemen geliyorum anne!”

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.


Yorumlar