İki Gözümün Çiçeği


Deneyimsel Tasarım Öğretisi

İki Gözümün Çiçeği

Annesinin iki gözünün çiçeğiydi Furkan. İri ela gözlü, dalgalı saçlı, beyaz tenli ve uzun boylu bir çocuktu. Sevecendi ama sevgisini daha çok haliyle, tavrıyla belli ederdi. Güzel bakar, güzel tebessüm ederdi.  Sözcüklerle arası pek iyi sayılmazdı. Az konuşur ama konuştuğunda kendini insanlara dinletirdi. Uyumlu olması onu ortamlarda çekici kılardı. Yapılacak bir iş varsa biraz mırın kırın eder ama yapardı. Hafta sonlarında annesine ev işlerinde yardım ederdi. Kardeşini bahçede oyalar, markete gider, bisikleti tamire götürürdü. Bazen de babasına yardım eder, birlikte araba yıkarlardı. Büyüdükçe hayatındaki sorumlulukları da artıyordu. Yine annesine yardım ettiği bir gün yapılması gereken işleri erkenden halletmişti. Gözlerini dikmiş bahçedeki ağaçlara bakıyordu. Annesi ise oğlunu izliyordu.

- Daldın gittin oğlum, hayırdır ne düşünüyorsun?

- Bahçedeki ağaçlar ne ara bu kadar büyüdüler anne? Baksana buradan yol görünmüyor artık. 

- Ah iki gözümün çiçeği, zaman geçip gidiyor! Seninle yaşıt o ağaçlar biliyorsun değil mi? Nasıl ki sen büyüdün onlar da büyüdü. Yeterli su, ışık ve gübre olunca ağaçlarımız da öyle kalmadılar tabi.

- Evin ön tarafındaki ağaçlar niye o kadar büyümedi peki? Nerdeyse buradaki ağaçların yarısı kadarlar.

- Hemen hemen aynı imkânlara sahipler ancak biraz fazla güneş görüyorlar. O yüzden olabilir.

- Fazla güneş görmeleri daha iyi değil mi?

- Evet oğlum, ağaçlar genellikle güneş ışığını sever. Ama çok fazla olması ona fayda vermeyebilir. Bu büyüme hızlarını etkilemiş olabilir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Bir şeyin miktarını aşırılaştırmak fayda değil zarar getirir.”

İnsan da bazen daha fazlasına sahip olunca daha iyi olacağını düşünebiliyor. Oysaki daha fazla güneş ışığına maruz kalmak ağacı yeşertmedi. Miktarın aşırılaşması ona iyi gelmedi. İnsana da hiçbir şeyin aşırısı iyi gelmez. Onu mutlu eden şeyi arttırdığında daha da mutlu olacağını zanneder. Telefonda daha fazla oyunu oynarsa daha fazla eğleneceğini… Abur cubur daha fazla yerse daha fazla keyif alacağını… Daha fazla uyursa daha dinç olacağını zanneder. İşte bu konuda yanılır insan.

Ne acıdır ki, insan yedikçe yiyesi, gezdikçe gezesi, tükettikçe tüketesi gelir. Daha fazlasını tüketmek daha fazla doyurmaz insanı. O anda bu durumun farkına varamayabilir. Daha fazlasıysa tatmin olacağını düşünürken doyamaz. Kendisi miktarı arttırıp doyamadıkça başkalarının payına düşene bakmalar başlar. “Neden bende yok? Neden ben sınavı kazanamadım? Neden ben yapamıyorum ama o yapabildi?” diyebilir. Böylelikle hep kıyaslamaya başlar. Kendini başkasıyla kıyaslayarak mutsuz olur. Sahip oldukları ya da olmadıkları ile mutlu olabilecekken kıyaslayarak üzülür. Artık doyabilmesi için bir öncekinden ya da kendini kıyasladığı kişilerinkinden daha fazlasına ihtiyacı vardır. İnsan mutlu olacağını sanarak aşırıya gittikçe mutsuzlaşır. 

Oysa miktarın gittikçe artması değil kıvamı yakalamak mutluluk verir. Bir ekmek yaparken hamurun kıvamı onu güzel yapar. Bir boya ustası istediği renge ulaşmak için bir kıvam yakalar. İnsan da hayatında kıvamı yakaladığında mutluluğu da yakalamış olur.

Furkan gözleri ağaçlarda gezinirken annesinin sözlerini düşünüyordu. 

Kendisi mutlu muydu, kıvamı yakalamış mıydı? 

Hayatta miktarı aşırılaştırdığı yerler var mıydı? 

Onun ilerlemesine engel olan imkânlar nelerdi?

İnsan kendine bu soruları sorabilmeli. O zaman kıvamı kaçırdığımız yerleri görebilmek dileğiyle...

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.




Yorumlar

  1. Hayatı de dengeli kıvamını kaçırmadan yaşayabilenlerden olmak ümidiyle,

    YanıtlaSil
  2. Miktarı arttirdikca daha iyi olacağını düşünmemiz en büyük yanılgısı şu insanoglunun .... Bilmemize rağmen. Unutuyoruz hatırlamak güzel geldi teşekkürler kaleminize saglik

    YanıtlaSil
  3. Hayatı kıvamında yaşayan insanlardan olmak dileğiyle teşekkürler

    YanıtlaSil
  4. Yön gosteren bı yazı olmuş teşekkür ederiz

    YanıtlaSil
  5. Havva Ağırdil3 Eylül 2024 10:47

    Kaleme sağlık gerçeği bilmiyorsa insan doymayı miktar artırmada olduğunu zannediyor. Öğle olmadığını bilmek büyük konfor.

    YanıtlaSil
  6. Kıvam geçerken çok kıymetli. Ya kaçırıyoruz yada yapmıyoruz. Kıvamında olmuş ağzınıza sağlık

    YanıtlaSil
  7. Kıvamı kaçırdığımız yerleri görebilmek dileğiyle.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder