Roblox
Aklında tek bir şey vardı şu an; dün yarım bıraktığı bilgisayar oyunu. Henüz sekiz yaşındaydı Mert. Ailesinin isteği ve ısrarı ile özel bir okula gidiyordu. Ailesinin ısrarı ile çünkü Mert’in okumaya gönüllü olmadığı bir gerçekti. İsteksizce okula gider, akşamları eve dönmeyi dört gözle beklerdi. Eve dönmeyi istemesinin sebebi ailesiyle vakit geçirmek değil, tüm benliğiyle bağlı olduğu sihirli kutusu, bilgisayarıydı. Derdi bir an önce bilgisayarına kavuşmaktı.
Öylesine bağlıydı ki bilgisayar oyunlarına, aklı, fikri, hayalleri hep oradaydı. Sabah uyanır uyanmaz bilgisayarını açar, kontrol ederdi. Oyununda neler olmuş, okula gitmeden neler ekleyebilir, okuldayken neler tasarlayabilir? Tüm zihni bunun üzerine çalışırdı. Giyinirken, dişini fırçalarken, kahvaltısını yaparken aklından geçenler hep bunlardı. Annesi bir soruyu üç kere sorardı:
- Mert, İngilizce kitabını çantana koydun mu? Mert! Sana diyorum!
- …
Koca bir sessizlik ve karşılıksız kalan onlarca sesleniş… Her sabah kahvaltı tabağına bakarken sanki hipnoz olmuşçasına düşünen biri vardı masada. Hatta bazen elleriyle masanın üzerinde daireler, noktalar çizer, parmaklarıyla o çizgilerden atlardı. Zorlu bir parkuru bitirircesine yüz ifadesine hırs ve acı yansırdı. Etraftakiler izlerken tedirgin olur, onun bu haline anlam veremezdi. Başka bir dünyada yaşar gibiydi. Psikolojik sorunları mı var diye kapı kapı gezseler de sonunda hiçbir problem olmadığı kanısına vardılar. Çocuk gayet sağlıklıydı, sadece dikkat dağınıklığı vardı, yani öyle söylüyorlardı.
Annesi ve babası çok çalıştığı için Mert’in bilgisayarda geçirdiği zamanın farkında değillerdi. Sorunu bilgisayar masası hariç her yerde aramışlardı. Çocuk eve dörtte geliyor, akşam yediye kadar gözünü ayırmadan bilgisayar oyunu oynuyordu. Annesinin bu durumdan haberi bile yoktu.
“Biz gelene kadar ödevlerini bitir! Bilgisayarı biz gelince aç olur mu?” emrinden sonra çocuğun buna kayıtsız şartsız sadık kalacağına inanırdı. Ya da annesi buna inanmak isterdi. Başka türlüsünü düşünecek vakti yoktu. Hayatında yeterince sorun vardı ve bir de burada pürüz çıksın istemezdi. Çünkü o saatlerde çocuğu kontrol edecek kimse yoktu. Bunu yapmaya çalışması demek, acilen bir bakıcı bulması ya da işi bırakması anlamına gelirdi.
Mert’in kendi kendine mırıldanmaları, dalgınlıkları ve tembelliği devam ediyordu. Derken bir gün hiç ummadığı bir şey oldu. Akşam yatmadan önce her şey normaldi. Son oyununu oynamış, bilgisayarını kapatmış, cips paketlerini çöp kutusuna atmıştı. Akşam ritüeli haline gelen bu seremoni hayattaki tek mutluluk kaynağıydı. Bir de kutu meyve suları eklenmişti son zamanlarda. Gözleri kan çanağına dönene ve annesi “Uyu artık!” diye bağırana kadar uyumamıştı her zamanki gibi.
Sabah kalktığında yarı baygın gözlerle yatağından indi. Gözlerindeki çapakları temizlemeden bilgisayarın açma düğmesine bastı. Ne kadar da yavaş açılıyordu. Birkaç saniye bile uzun geliyordu onun oyuna ulaşma isteğinin karşılanmasına. Bilgisayar açıldı ve en sevdiği oyunlara bir bir göz atmaya başladı. Servisin gelmesine daha vakit vardı. İlk olarak Minecraft’tan başladı, ortalığı kolaçan ettikten sonra Brawl Stars’a geçti. Kutularına baktı, sırada en favori oyunu Roblox vardı. Açmak için üzerine tıkladı ancak oyun açılmadı. İstemsizce bilgisayarı sarsan Mert tuşlara telaşlı bir şekilde basıp söylenmeye başladı. Sesi git gide yükseliyordu. Yan odada hazırlanmakta olan annesi önce önemsemedi. Bir süre sonra duyduğu argo kelimeler ve Mert’in öfkeli çığlıklarının ardından odaya girdi.
- Ne oluyor Mert? Ne bu bağrış çağrış sabah sabah? Neden bilgisayara vuruyorsun?
- Anne! Çabuk bir şey yap! Bozuldu bu salak alet! Oyuna girmem lazım! Çabuk!
Annesi bilgisayara baktı, kapatıp tekrar açtı. Bir yandan oğlunu sakinleştirmeye çalışıyor, diğer yandan eşine sesleniyordu. Eşi gergin bir yüz ifadesiyle içeri girdi ve:
“Ne olduğunu biliyorum. Boşuna uğraşma açılmaz. Haberleri görmediniz mi?” dedi.
Roblox oyunu yasaklanmıştı. Tüm ülkede büyük yankılar uyandıran bu olay, Mert’in dünyasında da bir yıkıma sebep olmuştu. Günlerce yemek yemedi, okula gitmedi, kimseyle konuşmadı. Sanki bir yakını ölmüş gibi sürekli ağladı. Şimdi Mert’in bilgisayar problemi, dalgınlığı hepsi masaya yatırılması gereken bir konu olmuştu. Biraz geç kalınmış olsa da bu zor durumdan bir çıkış yolu bulana kadar çözüm aramak zorundaydılar. Çünkü her problem aslında çözümüyle gelir. Ancak insan o çözümü de göremez hale gelebilir. Bunun en büyük sebebi ise isteklerdir.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: Bir şey fayda vermezse mutlaka zarar verir.
Sadece bulunduğumuz anda, geçici olarak keyif veren şeyler toplamda zarar verir. İnsan başında zarar görmediği bir olayın sonunda zarar görebileceği gerçeğini bazen göremez. Anlık çözümler, problemleri ertelemeler sonrasında daha büyük zorluklar olarak karşımıza çıkar. Önemli olan problemi en başında deşifre edebilmektir. Böylece zararlı olabilecek konularda öngörüde bulunarak önlem alabilmemizi sağlar. Bunun için de hayatın yasalarını ve başarılı olmanın stratejilerini bilmeye ihtiyaç vardır. Böylelikle hayat daha az kaygılı ve riskli olurken aynı zamanda da hayat kalitemiz ve konforumuz da artar.
Kaliteli ve keyifli bir yaşam sürebilmemiz dileğiyle…
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.
Yeni neslin başının belası olarak görüyoruz teknolojiyi. Evet, peki biz ne kadar sakınabiliyoruz? Onlar bu dünyanın bizzat içine doğdular. Bizimse kıyaslarımız varken düşüyoruz bu tuzağa. Hangimizin işi daha zor?
YanıtlaSilbundan ne olur ki dediğimiz ufak şeyler çok büyük zararlara yol açıyor. elinize sağlık
YanıtlaSilAnlık oyalama amaçlı verdiğimiz bu tarz oyunlarla çocukları bağımlı hale getiriyoruz çok şükür ki yasalar var bize yol gösteren. Çok güzel bir yazı emeğinize sağlık.
YanıtlaSilEğlendiricilerin arttığı bir dönemde, çocukların yeni keşifler yapmasına maalesef zaman olmuyor...
YanıtlaSilElinize sağlık🩷
YanıtlaSilAilelerin problemi oluşmadan , her yeni şey toplumların hayatına girmeden keşke incelesek irdelesek öyle hayatımıza almaya karar versek ne güzel olur.. eskiden aileler bunu öngörebilirdi. Şimdi ancak sorun oluşunca önlem alınıyor.
YanıtlaSilYeni nesil problemlerimiz… Ancak her problem çözümüyle birlikte çok şükür…
YanıtlaSilÇok güzel yazı olmuş emeyine sağlık. 🌸
SilFaydasız kelimesi ile hayatımız daki zarar verenleri unuttuk… Aslın da her fayda vermeyen zarar verir…
YanıtlaSilGünumüzün en büyük problemi. Sahteye yaklaşan gerçekten uzaklaşıyor. İlişkilerde, eğlencede, mutlulukta sahte oluyor o zaman. Elinize sağlık farkındalık yaratan bir yazı🌺
YanıtlaSilGeçici keyifler toplamda zarar verir ve şimdiki neslin en büyük tuzağı digital oyunlar
YanıtlaSilO kadar önemli bir konu ki, çocuklarımızı ekran bağımlılığından korumak için savaş veriyoruz resmen..Teşekkürler tekrar hatırlattığınız için…
YanıtlaSilAh ne kadar da tanıdık sahneler… elinize sağlık 🌸
YanıtlaSilİnşallah her zaman faydaya yaklaşan ve yaklaştıranlardan olabiliriz 💗
“Her problem aslında çözümüyle gelir. Ancak insan o çözümü de göremez hale gelebilir. Bunun en büyük sebebi ise isteklerdir”
YanıtlaSilAhh bu isteklerimiz, gözümüzü kendimize ve gerçeklere nasılda kör ediyor.
Yine çok önemli ve derin bir konuyu kaleme almışsınız yüreğinize sağlık hocam..
YanıtlaSilMaalesef, ebeveynler olarak cocuklarımızın ilgi alanlarına yönelik onlar icin daha ilgi cekici seçenekler sunamadığımız sürece cocuklarımız ve dahi bizler teknoloji bağımlısı olmaya farklı oyun ya da mecralarda devam edeceğiz, Rabbim bilincimizi acsın insallah🙏
YanıtlaSilAnlık oyalanayım derken faydasız şeylere uğraşıyoruz oysa o oyalanmak bize ileride çok büyüj zarar olarak geri geliyor. Çünkü yasa çalışıyor fayda vermeyen her şey bize zarar verir.
YanıtlaSilEmeğinize sagliq
YanıtlaSilÇok tanıdık bir durum ve günümüz için oldukça güncel bir konu. Çocuklardaki teknoloji bağımlılığı gerçekten dikkat çekici. Bu konuyu ele alıp doğru yön gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Metin, derin bir şekilde düşündürüp, bu tür sorunlara farklı bir bakış açısı kazandırıyor.
YanıtlaSilEllerinize kaleminize sağlık...
YanıtlaSilEllerinize kaleminize sağlık...
YanıtlaSilTam olarak günümüz gençliğinin ahvali kaleminize sağlık
YanıtlaSilÇocuk tabiri caiz ise bize her problem çıkardığında ona bilgisayarı uzattık. Yemek yemediğinde çizgi film eşliğinde yedirdik, ağladığında sussun diye verdik, ikna etmek istediğimizde rüşvet gibi öne sürdük… Taki minik mink problemlerimiz için kullandığımız bilgisayar bize bu minik problemleri kocaman bir paket şeklinde verene kadar…
YanıtlaSilŞükürler olsun ki problem ne kadar büyük olursa olsun çözümü yanı başında…
Kaleminize sağlık 🌹
YanıtlaSilGerçekler insanın burnunun dibinde olmasına rağmen çoğu zaman göremez… Çözümü problemin yanı başında olmasına rağmen gerçekler insana gizlenir . Tabii bilinç açıklığı olana kadar…
Kaleminize sağlık çok farkındalık oluşturan bir yazı olmuş. Bu tarz yazıları okumaya çok ihtiyacımız var. Hep faydaya yaklaşanlardan olmak dileğiyle...
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilhayatın içinden ve gerçek problemler... Çözümlerini gerçeklerde arayanlardan olmak ümidiyle
Hayatın içinden gerçek problemler,
YanıtlaSilgerçekçi çözümlerle yol alabilenlerden olmak ümidiyle
Dijital çağın getirdiği aile içi önemli sorunlarından bri ne güzel örneklenmiş.Kaleminize sağlık
YanıtlaSil