Ölçme Dükkanı, Her Eve Lazım

Ölçme Dükkanı, Her Eve Lazım 

Mustafa o gün oldukça gergindi. Ablası ve kardeşi, babalarının vefatından sonra daha acısını bile yaşayamadan mirası paylaşmayı istemişlerdi. Aynı konuyu tekrar konuşmak üzere ablasının evine gidiyordu. Küçük kardeşleri Musa da gelecekti. Bu mesele Musa yüzünden  ortaya çıkmıştı. Daha cenaze günü, defin işlemleri biter bitmez "Abi ölüm hak miras helal. Ne yapacağız, nasıl paylaşacağız. Evleri arabaları satıp anılarını yok etmeyelim aramızda anlaşıp paylaşalım?" diyerek  ortalığı karıştırmıştı. Ablaları Mesude de takılmıştı Musa'nın oltasına. Mustafa ne kadar zaman istese de üç kardeşin dört aydır bitmeyen miras pazarlığı  o günden beri devam ediyordu. 

Bugün bu işi bitirecekti. Ablasına gitmeden önce, yıllar önce tanıştığı ölçme dükkanına uğrayacaktı. Bir zamanlar evliliğini kurtarmak için gitmişti ve işe de yaramıştı. Şimdi de kardeşleriyle olan meselesini halletmek için buradaki aletlere ihtiyacı vardı. 

Dükkandan içeri girdiğinde dükkan sahibinin hala eskisi gibi olduğunu fark etti. Sanki onca yıla rağmen hiç yaşlanmamıştı. Hatırlamış gibi bir samimiyetle karşıladı dükkan sahibi Mustafa'yı ve nasıl yardım edebileceğini sordu. Mustafa içinde bulunduğu durumu kısaca anlattı. "Bu durum beni çok üzüyor, her ikisi de kendi çıkarını düşünüyor. Küçükken böyle değildik birbirimizin ihtiyacını kollar birbirimizi gözetirdik. Ne zaman bu hale geldik bilmiyorum." diye söylenince, dükkan sahibi 'egometre' ve 'adalet terazisi' ni tavsiye etti.  Mustafa satıcının deneyimine güveniyordu ve hepsinden üçer tane satın aldı.  

Ablasının evine gittiğinde Musa’nın çoktan gelmiş olduğunu gördü. "Bugün bu işi bitireceğiz." dedi ve herkese egometre ve adalet terazilerini dağıttı. Başta karşı çıksalar da Mustafa’nın netliği karşısında dediklerini yapmaya karar verdiler. Egometreyi göğüslerinin üstüne,  adalet terazisini de alınlarına yapıştırmaya başladılar. "İsteklerimiz arttığında egometrelerimiz tiz sesler çıkaracak. Ama adalet terazileri sessiz olacak. Adaletsizlik yaptığımızı ise alnımızda oluşan titreşimlerden anlayacağız." diyerek kısa bir açıklama yaptı Mustafa kardeşlerine. 

Önce Mesude egometreyi takmıştı ve takar takmaz rahatsız edici bir sinyal işitildi. Hemen ardından Musa'nın egometresi de eklendi bu gürültüye. Mustafa da takmıştı ama ondan gelen sinyallerin sesi yüksek değildi. "Görüyor musunuz?" dedi Mustafa. "Egolarımız bu kadar işin içindeyken biz adil kararlar alamayız." Mesude de Musa da durumu kabul etmişlerdi. 

"Abla, pencereyi açalım, temiz havada biraz serinleyelim egometrelerimizin sesinin alçaldığını göreceğiz." dedi Mustafa. Mesude pencereyi açtı ve sesler azalmaya başlayınca oturdu. Herkesin egometresi sessizleştiğinde tekrar konuşmaya başladılar.



"Arabayla tarlayı ben istiyorum." dedi Mesude. "Bizim arabamız eski. Yenisini alabilecek durumda da değiliz.''  Hepsinde egometreler tekrar aktifleşmişti ama ilk defa alnında da bir titreşim hissetti Mesude. Oysa bu isteği kendisine hiç de adaletsiz gelmiyordu. 

"Yazlığı ve babamın evini istiyorum o zaman ben de.'' diye ekledi Musa. Alnındaki titreşimi fark edince donakaldı. Adaletsizlik neresindeydi bu işin. Hepsinin evi vardı sadece o kirada oturuyordu. Musa'nın duruşundan alnına odaklandığı belliydi. Mustafa gülmeye başladı, "N'oldu kardeşim? Seni rahatsız eden bir şey mi oldu?" dedi. Mesude de gülmeye başlamıştı. Musa biraz bozuldu ama onlar gülünce o da gülmekten kendini alamadı. "Aynısı sana da mı oldu abla? Nerden bileceksin yoksa beni rahatsız eden şeyin ne olduğunu?" diyerek ablasını ele verdi. Şimdi üçü de gülüyordu ve egometreleri susmuştu. 

Babalarının vefatından sonra ilk kez birbirlerine sevgiyle bakmışlar ve gülümsemişlerdi. Ölçme aletleri eşliğinde yaptıkları uzun konuşmaların sonunda; hatalarını, bencilliklerini anlamışlardı. Çocukken yaptıkları gibi birbirlerini kollamaları gerektiğine karar verdiler. Mustafa çabasının boşa gitmemesinden dolayı mutluydu. Egometrelerin alarm verdiği anlar hepsinin yalnızca kendi isteklerine odaklandığı anlardı. Dört aydır yaptıkları tam da buydu ve ortaya  kargaşadan başka bir şey çıkmamıştı.

Mustafa ölçme aletleri sayesinde vermek istediği mesajı verebilmişti; insan sadece kendi isteklerine odaklanmamalıydı, birlikte yaşadığı insanların ihtiyaçlarına da odaklanabilmeliydi...


&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.

Yorumlar

  1. Ölçme dükkanına bayılıyorum, keşke biz de gidebilsek :)

    YanıtlaSil
  2. Adalet, ne kadar da ego ile ilgili, elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Adaletle algılayabilmek ve aktarabilmek,ne büyük nimet.
    Emeğinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  4. Bu ölçme dükkanına bi uğramak lazım :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder