On ikiden Vurmak İsteyenler!

Ne kadar kalabalık olduğunu unutmuşum Kapalı Çarşı’nın. Yabancı turistler, öğrenciler, gezme meraklıları, evlenecekler, hamallar, simitçiler, çaycılar daha kimler kimler. Herkes farklı bir sebeple koşuşturur o renkli sokaklarda. 

“Ticaretin çoğu Çarşı’da döner” derdi amcam. 

Işıl ışıl kuyumcular, halı dükkanları, çantacılar. Hele bedesten, insan buraya gelince kendini kaybediyor. Sağa sola bakarken vaktin nasıl geçtiğini anlamıyor. Defalarca da gelse, mutlaka bir yolunu şaşırıyor, hatta kayboluyor. İçerdeki uğultu, satıcıların dükkana davet seslenişleri, dışardan gelen ezan sesleri, büfelerden gelen döner kokuları. Ne de çok dikkat dağıtan var. Belki de ondan kaybediyoruz yolumuzu.

Buraya parasız gelmemek gerektiğini çok önce öğrendim ben. Zira insanın gözü takılıyor, canı çekiyor ve her şeyi alası geliyor. Ha hepsi gerekli mi? Yoo! Çoğu zaman değil. 

İnsanın hayatında da, girdiği karmaşık yollar yok mu?

Bir yere giderken kayboluşları yok mu? 

Yolda dikkatini dağıtanlar yok mu? 

Ya geç bırakan, ya da hedefinden şaşırtanlar yok mu?

Yanlış yol arkadaşları yok mu?

Doğru yolda vakit kaybedişleri yok mu? 

En kötüsü de yanlış yola girmişliği yok mu? 

Var tabii, var elbet. Ama en kötüsü ne biliyor musun? 

En başında yanlış girişi seçmek.

Mesela küçücük çocukları öldürmeyi, kadınları ağlatmayı, erkekleri çaresiz bırakmayı seçmek. Ya da kandırmayı, hile yapmayı, yalan söylemeyi, kestirmeden birinin önüne geçmeyi seçmek. Bile isteye, annesinden evladını ayırmayı seçmek. İnsan o girişi seçerken kendine pek fazla güvenebiliyor. Sanıyor ki, yolun sonu selamet! Yani sana “artık güvendesin! istediğini elde ettin” diyecekler. 

Oysa kötü niyetle girdiği her yolda, “insanoğlu doğrusu ziyandadır!”. Tüm emekleri boşa çıkar, kazandıklarını da kaybeder. 

İşte o yüzden o gireceğin kapıyı seçerken niyetin çok önemli. Hani bazı labirent bulmacalar vardır ya, girişi sen seçersin. Tıpkı o bulmacalarda olduğu gibi, seçtiğin giriş önemlidir. Baştan temiz niyetle adım attıysan, bil ki seni aydınlığa çıkartır. İçerde yolunu şaşırsan da! Çünkü o giriş, doğru giriş. 

Ama eğer giriş yanlış ise, içerde yol göstericin iyi de olsa seni karanlığa çıkartır.

“Doğru kapıdan girmezsen, hiç bir zaman artıya geçemezsin”

Ne garip değil mi? Hepimiz hayattan alacaklı olmak istiyoruz. Kârlı olmak için onlarca yol deniyoruz, çok acayip okullar okuyoruz. Borç, alacak tabloları hazırlıyoruz, maliyet hesapları yapıyoruz. 

Ama bilmiyoruz ki, meselenin özü temiz niyet. Tam on ikiden mi vurmak istiyorsun? Yapacağın şey basit;

1. Niyetin çok iyi olmalı. 

2. Beklentin kendinden olmalı. Yani, sorununu kendin çözmelisin. 

“Kendinle gurur duymak istiyorsan, bir şeyler başarman gerekir. Ama aynı zamanda o başardıklarının fayda vermesi gerekir.” 

O zaman geriye tek bir soru kalıyor? Hangi konuda kendinle gurur duymak istiyorsun?

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.