Haklı Çıkmak Mı Hak Eden Olmak Mı?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Haklı Çıkmak Mı Hak Eden Olmak Mı?

Yolda giderlerken arabanın camından hem yağmuru izliyor, hem de içli içli ağlıyordu Melis. Yine güzel giden bir sohbetin sonu nasıl olmuştu da tartışmaya, kavgaya dönmüştü. Çoğu zaman yaşadıkları bir şeydi bu. Herhangi bir konuda konuşurken birden konu alevleniyor, konuşmalar problemi çözmeye çalışmaktan ziyade haklı çıkma savaşına dönüşüyordu. Ne Mehmet ne de Melis karşıdaki kişinin ne söylediğiyle ilgilenmezdi. Genelde ‘Nasıl üste çıkabilirim?’ diye dinlerlerdi birbirlerini. Bu yüzden de küçücük tartışmalar büyüdükçe büyürdü. Birbirlerinin damarına basan ve ‘Ben’ diye başlayan cümleler havada uçuşurdu.

“Ben demiştim zaten, dinleyen yok ki!”

“Senin düşündüğün gibi olmadığı aşikâr, ben sana söylemiştim.”

“Ben hep aynı şeyi diyorum sana ama bir kulağından girip diğerinden çıkıyor.”

“Ben dediğimde kabul etmiyorsun ama sonuçta benim dediğime geliyorsun.”

Her konuşmanın altında aynı mesaj vardı aslında; “Ben haklıyım.” Haklılıklarını kanıtlamak için konuşmak yeterli bir sebepti. Melis ise bu durumdan çok yorulmuştu. Başta bir şeyleri çözüme kavuşturmak için konuyu açıyor ancak sonu hiç iyi bir yere gitmiyordu. Artık kendisini kısır döngüde hissediyordu. Yanlış giden bir şeyler vardı.  Ama o yanlış neydi?

Aslında insanoğlu gerçeği bilir, fakat ego kabul etmek istemez. Çünkü işine gelmez. Oysa karşındaki kişide hatayı bulmak kolaydır. Ama kendine gelince işler değişir. “Yanlış giden bir şeyler var.” der ve cevabını çok uzaklarda arar. Soruyu sorar sormasına ancak çok azı çözüm derdindedir. Çünkü çoğu zaman amaç kendini haklı çıkarmaktır.

“Tabi canım ben haklıyım.”. 

“Bana bu konuda bir şey söyleyemezsin.” 

“Ben senin için şundan vazgeçtim, bunu yaptım.”  

Mehmet hafta sonlarını çoğu zaman ailesine ayırmaya çalışırdı. Ancak arada iş yoğunluğundan hafta sonu da işe gitmek zorunda kalırdı. Mehmet ne zaman Melis’e “Bana vakit ayırmıyorsun.” dese Melis de Mehmet’in hafta sonu çalıştığını hatırlatırdı. “Bana diyene bak, asıl sen hafta sonları bile yoksun.” diye üste çıkardı. Melis’in Mehmet’ten çok daha yoğun bir temposu vardı ancak bunu asla kabul etmezdi. 

İlişkide fırtınalı günler devam ediyordu. Bir gün Mehmet’in işyerinde zorunlu üç ay yurt dışına gitmesi gerekti. Böyle olunca Melis’in de yaptığı yanlışları düşünüp ilişkisini değerlendirmeye epey vakti oldu. Şu zamana kadar hiç düşünmemişti ki! “Ayrılmaya mı gidiyor süreç?” diye endişe etmeye başladı. 

Bir insan hiç mi yanlış yapmaz ve hep haklı olabilir miydi? Öyle bir hale gelmişti ki artık o haklı olsa bile inatlaşmaya başlıyordu. Bir insan haklı olsa bile haklı çıkmaya çalıştıkça etrafındaki insanlar uzaklaşmaya başlıyordu. Ne tuhaf sen gerçeği söylüyorsun ve etrafında sana destek veren, “Haklısın.” diyen kalmıyordu.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Haklı çıkmaya çalışma, hak eden olmaya çalış.”

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Hak eden olmak, haklı çıkmaya çalışmaktan daha az yorucudur. İşin sonunda haklı çıkanlar çok da aktif, tepkisel olmayanlardır. Üstelik hangi tartışmada konunun tatlıya bağlandığını ve tarafların birbirine hakkını teslim ettiğini görülmüştür ki? Oysa en sakin, en sabırlı olanlar işin sonunda hakkını alabilen olur. Mesele, haklı olduğunu ispat etmek yerine olayın iç yüzünü anlamaya çalışmaktır. Bu sırada insan kendine de karşısındakine de zaman tanımış olur. Sırf olayı anlamaya çalışmanın hatrına günün sonunda haklı olmayı hak eder insan. Kaç kişi kaldı ki konuyu kestirip atmadan ‘’Bunu neden böyle yaptı?’’ diye karşısındakini dinleyebilen? O hakkını söke söke alma peşinde koşan insan keşke birazcık kendine bakabilseydi. Kim bilir belki o zaman hatalarını görmeye başlayabilirdi.

Mehmet’in yurt dışından dönüşüne sayılı günler kalmıştı. Aradan geçen zaman her ikisinin de sakinleşmesini ve kendilerini sorgulamasını sağlamıştı. Hep karşı tarafı suçlamak yerine biraz zaman vermek, biraz da karşı tarafı anlamaya çalışmaktı mesele.

Mehmet’i havaalanından almaya gittiğinde bu sefer dününe göre farklı bir çift vardı… Daha dingin,  anlayışlı ve durulmuş bir çift… 

İşte bu yüzden varılacak yer kimin daha haklı olduğunu ispat etmesi değildir. Haklı çıkmak da değildir. Mesele yaşanan probleme doğru tepki verip hak eden olmaya çalışmaktır. Çünkü günün sonunda kazananlar haklı çıkmak yerine hak etmeye çalışanlardır.

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.


Yorumlar

  1. Hak edenlerden olmak duasıyla...

    YanıtlaSil
  2. Hak edenlerden olalım inşALLAH

    YanıtlaSil
  3. Haklı olma layık ol. Hayatımı değiştiren bir söz. Allah razı olsun bütün hocalarımdan.

    YanıtlaSil
  4. Her süreçte hak eden olmaya çalışmak dileğiyle… Kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  5. İnsanoğlu sürekli haklı çıkmaya çalışıyor.. bazen daha güzel anlatmaya çalışarak.. bazen kızarak ama tekrar tekrar dener insan.. Ne güzel yazılmış “Haklı çıkmaya çalışma, hak eden olmaya çalış.”

    YanıtlaSil
  6. Ellerinize sağlık çok güzel bir yazı. Günümüz insanlarının ilgili olan bir konu olmuş umarım teması olur. Hak eden olmak en iyisi..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder