İyi Bayramlar

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

İyi Bayramlar

Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmak ne güzeldi. Güneşin tatlı dokunuşları adeta ruhunu okşuyordu. Horozlar ötmeye başlamıştı bile. Artık kalkma zamanıydı. İsmet yatağından usulca kalktı pencereyi açtı ve günün aydınlığını, bereketini, mis kokusunu içine çekti. Sonunda bahar gelmişti. Bugün her günden farklı bir hava vardı dışarıda. Ne de olsa bayram geliyordu. Sokak, her gün baktığından daha farklıydı. Bayram namazı dolayısı ile bir hareketlilik vardı. Babalar ve çocukları, yaşlı amcalar, mahallenin esnafları sabah namazı için camiye doğru yol almışlardı. 

İsmet, bu köye beş yıl önce sınıf öğretmeni olarak atanmıştı. Daha önce büyük bir şehirde yaşıyordu. Şehir hayatından köy hayatına geçmek, köyde bir yaşam başlatmak ilk zamanlar zor gelmişti. Küçük yerde nasıl yaparım diye düşünüyor ve çekiniyordu. Evi, köyün meydanına yakın bir yerdeydi. Burada ki evler çoğunlukla bahçeliydi ve yüksek binalar yok denecek kadar azdı. Genellikle tek katlı, nadiren de olsa iki veya üç katlı evler vardı. İsmet, üç katlı, bahçeli bir evin üçüncü katını kiralamıştı. Birinci katında ev sahibi Mehmet amca, ikinci katta ise Mehmet amcanın oğluyla gelini oturuyordu. 

Pencereden sabah telaşını ve o temiz havasını soluyunca “İyi ki bayramı burada geçirmeyi tercih ettim” diyerek gülümsedi. İlk geldiği sene tatilleri dört gözle bekler ve en küçük bir molada hemen evine giderdi. Burası, ona göre yaşanması zor, yapılacak hiç bir şey olmayan küçücük bir köydü sadece. Zaman ilerledikçe bu küçük yaşam alanına hayranlığı artmıştı. Bunda ev sahibi Mehmet amcanın ve ailesinin de payı büyüktü. İsmet’e adeta ailenin bir üyesi gibi davranıyorlardı. Ne ihtiyacı varsa gidermeye çalışıyorlar, bahçelerinde bulunan her türlü meyve ve sebzeyi paylaşıyorlardı. İsmet de onlarla zaman geçirmekten keyif alıyordu. Oda elinden geldiğince onların ihtiyaçlarına cevap veriyordu.  Torunlarına ders çalıştırıyor, hafta sonları çocuklarla ilgileniyordu. 

Köydeki herkes birbirinin yardımına koşardı. Hepsinin yüzünde sıcacık bir tebessüm vardı. Şehirdeyken çok katlı bir binada oturuyordu. Bir sürü daire olmasına rağmen komşuluk diye bir şey olmadığını tecrübe ederek öğrenmişti. Kimse kimsenin kapısını çalmaz hatta konuşmazdı bile. Oysa burada her evin kapısı açıktı. Herkes birbirini tanıyor, kimin neye ihtiyacı var, kimin ne sıkıntısı var herkes haberdardı. İnsanlar birbirlerinin yüklerini almak için yarışıyorlardı adeta. 

Bir düğün olsa herkes gönüllü olarak görev dağılımı yapardı. Köy meydanına herkes evinden sandalyelerini getirir ve eksikleri gidermeye çalışırlardı. Köyün gençleri o sandalyeleri dizer, düğünü organize ederdi. Bütün hanımlar ise birlik olur düğün yemeğini hazırlardı. Genç kızlar kurulan sofralara yardım eder, gelen misafirlere ikramlarda bulunurlardı. Sadece mutlu gün için değildi bu dayanışma. Biri hasta olsun çorba götüreni çok olurdu. Öylesine sıkı sıkıya ilişki kurmuşlardı ki insan hayran kalıyordu. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; İlişkiyi güçlendiren şey ihtiyaç gidermektir. 

İnsan ilişki kurabildiği yerde kendini rahat ve güvende hisseder. İsmet de kendini bu köyde çok güvende hissediyordu. Bir ihtiyacı olsa, Mehmet amca ya da öğrencileri bir şekilde ihtiyacını karşılıyordu. Birbirlerinin ihtiyaçlarını karşıladıkça sevgileri de düşkünlükleri de artmıştı. İsmet ne zaman şehre gidecek olsa köylü üzülüyor, çocuklar onun yolunu gözlüyordu. İsmet de şehre gidince aklı köyde kalıyor ve çabucak geri dönmek istiyordu. İsmet artık yuvası gibi gördüğü köyünde mutlu ve köylülerle birlikte olmaktan keyif alıyordu. 

Köyün tertemiz havasını içine iyice çekerek “Haydi!” dedi kendine. “Şimdi bende bayram için hazırlanmalıyım. Ne de olsa burada bayram ziyaretleri erken başlıyor.” Bayram coşkusu ile çocuklar için almış olduğu şeker ve çikolataları hazırladı. Az sonra, çalan kapıyı açtığında bütün köy çocukları “İyi bayramlar öğretmenim!” diyerek tebessüm ediyorlardı. 

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.

Yorumlar

  1. sıcacık, insanın zlediği duyuları barındıran bir yazı. nerde o eski bayramlar dedirten... kaleminize sağlık. o köye gidip canı aralayan ve temiz havayı çekenlerdenim...

    YanıtlaSil
  2. Bayramın hakkını verebilme ümidi ile

    YanıtlaSil
  3. Ne kadar ihtiyaç karşılıyorsak o kadar anlamlıyız 🌸🌸

    YanıtlaSil
  4. Ortamlar insanı nasıl değiştiririn ispatı olan bir yazı emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Çok şükür hala böyle olan bayram yerleri biliyorum😍 Her yerde böyle olmasını dilerim insAllah.
    Herkese iyi bayramlar 🎀🍬

    YanıtlaSil

Yorum Gönder