Kaybederek Kazanma
Sami dayı güler yüzlü, cana yakın, cömert bir beyefendi idi. Emekli maaşını aldığı gün tüm mahalle bayram ederdi. Kavun karpuzu öyle taneyle değil kasayla alır, mahalle sakinlerine dağıtırdı. Pide yaptırdıysa mahallenin çocuklarını çağırır, sıcacık pide ve böreklerle onları ikramlardı. Sami dayının kendi yemesine gerek kalmazdı. Çünkü o, çocukların yüzlerindeki tebessümle doyardı. Konu komşu Sami dayının cömertliğini hayranlıkla izlerdi. Şehir dışından biri gelse hiç düşünmeden ilk adresleri belliydi. “Sami dayıda kalalım rahat ederiz.” derlerdi. Dayının gücü seçimlerindeydi. Hayatındaki seçimleri yaparken anlık çıkarlarını düşünmez, toplamdaki faydaya bakardı hep. Kendi başına kullanacağı imkanları ona anlık olarak keyif verse de, paylaştığı zaman hayatın bütününde daha bereketlendiğini görürdü. İnsanlarla paylaşmak, ihtiyaç karşılamak, birilerine fayda vermek… İşte onun en büyük kazancı bunlardı aslında. Ve hiçbir keyif bunun yerini tutamazdı. Bu yüzden de yeni bir ev almayı hiç dert etmemiş ama evini misafirlerle güzelleştirmişti. Yeni araba almakla ilgilenmemiş ama arabasında sevdikleriyle gezip dolaşmayı önemsemişti.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Mekanın konforundan daha önemli olan şey, ortamın konforudur.”
Yine bir gün Sami dayı balkonda oturmuş, gelen geçeni izliyordu. Aşağıdaki dükkânın önünde yeğeni Betül’ü gördü. Betül de tıpkı dayısı gibi cömert, tok gönüllü, neşeli ve düşünceli bir çocuktu. Bu yıl ortaokula başlayacaktı. Betül dalgın dalgın bir kendi eski ayakkabılarına bir de vitrindeki ayakkabılara bakıyordu.
Ailesinin durumunu bildiği için, eskimiş olmasına rağmen “Yenisini istiyorum.” diyemezdi. Sami dayı durumu anlamıştı. Yeğeninin yanına indi. “Betülcüğüm, nasılsın? Ne yapıyorsun burada bakalım?” dedi. Betül elleri arkada buruk bir tebessümle: “Hiç öyle dolaşıyorum.” diyebildi. Sami dayı: ”Sence şu ayakkabılardan hangisi güzel? Kendime almak istiyorum, ne dersin olmaz mı?” dedi. Betül, “Olur mu Sami dayı, bunlar çocuklar için, sana olmaz.” Sami dayı; “Öyle mi diyorsun, haklısın galiba, peki sen olsan hangisini alırdın?" Betül, “Hım bir düşüneyim. Şu önü kurdeleli olan siyah güzelmiş bence.” dedi. Sami dayı Betül oyuna dalınca onun beğendiği ayakkabıları gizlice satın aldı. Annesinden okul için gerekli olan ihtiyaçları da öğrendi ve güzel bir paket hazırlayıp evlerine bıraktı. Betül sevinçten havalara uçtu. Akşam sevinçle bütün defterlerini kapladı. Ayakkabısını da yatağının başına yerleştirip uyudu. Betül, Sami dayıdan çok şey öğrenmişti. Uyurken dua etti ve büyüdüğünde onun gibi hayırsever bir insan olmaya söz verdi.
Betül başarılı bir öğrenciydi. Sami dayının desteğiyle güzel güzel okuyordu. Ortaokulu bitirdiği yıllarda Sami dayı vefat etmesin mi? Betül ve tüm ahali çok üzülmüştü. Onun yokluğu her yerde hissediliyordu. Çocukları babalarının yaşam stilini modellemişlerdi. İyi yetişmişlerdi, vefalıydılar. Mahalleli de Sami dayı gelse dua ve teşekkürle anardı.
Memur emeklisi Sami dayı çok zengindi. Yüreği zengin, anlayışı zengin, ihtiyaç gidermede zengindi. Üstelik ondan çok daha fazla imkana sahip olanlardan daha zengindi. “Kazançlı bir hayat nasıl olur?” sorusunun cevabını yaşantısıyla miras bırakmıştı. Ömrü boyunca iyi bir insan olmak için çabalamıştı. İnsanların “Sen de çok harcıyorsun, çoluğuna çocuğuna ne kalacak, biz bilmez miyiz herkese dağıtmayı.” gibi olumsuz cümlelerine kulak asmazdı. Çünkü bilirdi ki, somut zenginlikten daha önemli olan şeyler vardı bu hayatta. Bunu anlamayanlara da anlatmak için uğraşmazdı. Gülümser konuyu değiştirirdi. O kimi insanlara göre fakir, kimilerine göre ise çok çok zengindi. Peki, insan;
- Hangi fakirliği zenginliğe tercih etmeli?
- Hangi kazancı, kayba tercih etmeli?
Kazanırken kaybetmek mi yoksa kaybederken kazanmak mı? Emeğini, zamanını, parasını, nerede harcamalı insan? Anlık keyiflerle yaşamak mı yoksa hayatın toplamında mutlu olmak mı mesele?
Karar bize kalmış. Daha karlı seçimler yapmak bizim elimizde!
&
Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.
Aslında herkesten zenginmis.Hirstan kibirden uzak. Keşke böyle olabilsek. ...
YanıtlaSilİnsanlarla paylaşmak faydalı olmak ne güzel şey
YanıtlaSilAnlık çıkarına kapılıp, toplamda ki faydasını maalesef unutabiliyor insan. Emeğinize sağlık çok güzel olmuş🌺
YanıtlaSilNe güzel bir yazı😍 ellerinize kaleminize düşünsenize sağlık. Sami dayı gibi insanların çoğalması dileğiyle 💐💐
YanıtlaSilBöyle yaşayıp böyle ölmek ve böyle anılmak isterim
YanıtlaSilHer kazanç kazanç değil, her kayıp kayıp değil. Bazen kaybederken kazanır insan...
YanıtlaSilİnsan ilişkiler üzerine çokça düşünmeli öylesine yaşayıp geçiyoruz olayları..... Oysa nice alışverişler varr . Kazananlardan doğru tepkiler verenlerden olmak umuduyla ....
YanıtlaSilGüzel bir yazı, elinize sağlık :)
YanıtlaSil“Mekanın konforundan daha önemli olan şey, ortamın konforudur.” :)
YanıtlaSilÇok kıymetli ve anlamlı bi yazı olmuş, ellerinize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel hayat nasıl yaşanır? Sorusuna bir cevap olmuş
YanıtlaSilGerçek zenginlik...
YanıtlaSilMesele doğru deliller ortaya koyabilmekte… Ama insan kazanmayı somutlukların artması zanneder…
YanıtlaSilKazanır görünürken kaybedenlerden olmaktansa kaybeder görünürken kazananlardan olabilmek duası ile...
YanıtlaSilSiyah kurdeleli ayakkabılar... Ne çok şey anlatıyor
YanıtlaSilAnlık keyif değilde toplamda keyif yaşamak yaşamayı bilmem ne kadar kıymetli kaybetmişsin gibi görünmesi acı vermeside sonucun keyif miktarını aslında sana fısıldıyor işin cilvrsi sanırım buradaki sabır:)
YanıtlaSilSahi ne zaman kazanır insan
YanıtlaSilHerşeyi bilen değil. Sami dayı gibi kadir kıymet güzellik merhamet ve sevgi şefkat bilenler çıksın karşımıza
YanıtlaSilKaybediyor gibi görünüyor olabilirim ama Rabbim razıysa kazançtayım;)
YanıtlaSilNeyi kazanırken neyi kaybediyor insan…
YanıtlaSilEN ZENGİNİMİZ SAMİ AMCA...
YanıtlaSilÇok güzeldi. Elinize sağlık :)
YanıtlaSil