Duygularıma Neler Oluyor?

“Ne hissedeceğimi bilmiyordum, hiç hesapta yokken kapıma gelmişti. Sahi benden ne istiyordu? Peki, asıl ben ne istiyordum?”

Zeynep, arkadaşı Ali ile son zamanlarda daha samimi olmuştu. Her gün mesajlaşmaya başlamışlardı. İkisi de bu konuşmalardan keyif alıyorlardı. Ali’nin iş yoğunluğu nedeniyle konuşmaları bir süre sonra azalmaya başladı. Ali mesajları azalttıkça Zeynep daha çok mesaj atmak istiyordu. Mesajlarını arttırdıkça da daha çok mesaj bekliyordu. Neden böyle oluyordu anlayamıyordu. Ali’ye bir şey hissetmezken bir anda onu düşünmeye başlamıştı. Gece onunla yatıyor, sabah onunla kalkıyordu. Düşünceleri hep ondaydı ama Ali’den haber yoktu. Sahi insan hiçbir şey hissetmezken neden bir anda duyguları bu kadar aktifleşir ki? Zeynep neden hiç düşünmeden hareket eder olmuştu? 

Ali, başlarda konuşurken ona oldukça iyi davranıyordu. Akşamları Zeynep’i arar, uzun uzun sohbet ederlerdi. Sabahları “Günaydın” mesajları atardı.  Zeynep, duygularını ifade etmese de zamanla kalbi arkadaşlıktan daha fazlasını hisseder olmuştu. Ali aramadığında da içi içini yer, duramaz o arar olmuştu.

Bir gün Ali, günaydın mesajı atmadığı için iş yerine kadar gitmişti. Ali işlerinin olduğunu söyleyip Zeynep’le görüşmemişti bile. Akşam Zeynep ondan arama gelmeyince üst üste beş altı kez aramıştı. Tek dönüş ise “Aradığınız kişi şu anda meşgul.” cevabı olmuştu. Geri dönmeye bile tenezzül etmemişti.  Niye böyle olmuştu gerçekten? Hem de Zeynep bunca şey yapmışken.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: “Miktar arttıkça etki azalır.”

İnsan miktarı arttırınca etkisinin de artacağını düşünür. Daha çok sevdiğinde daha çok sevileceğini sanır. Daha çok hediye aldığında daha çok sevilenin o olacağını düşünür. Tıpkı Zeynep’in de yaptığı gibi. Ama işler hiç de öyle ilerlemez. Öyle olsaydı Ali’nin de aynı şekilde Zeynep’i araması gerekmez miydi? Aramak bir yana dursun zaman ilerledikçe telefonlarını bile açmaz olmuştu.  

Su, çiçekler için faydalıdır. Su faydalı diye sabah, öğle, akşam su verince ne olur? Zamanla çürümeye başlar ve solar. İnsan da miktarı ayarlayamadığında ilişkilerini soldurmaya başlar. Beklenti içine girer ve karşısındaki insanı şikayetleriyle uzaklaştırır “Ben onu çok sevmiştim neden beni sevmiyor? Ben ona geceleri bile mesaj atıyorum, bir mesajı çok görüyor. İşi vardır diye o aramadan ben arıyorum telefonuma cevap vermiyor. Kendi işimi iptal edip onun işi için uğraşıyorum teşekkür bile etmiyor.” diye katlanarak sıralanır cümleler. 

İnsan, hangi konuda olursa olsun miktarı artırdığında etkisi azalır. Sonra da nedenlerini anlayamadığı bir girdabın içinde bulur kendini. Aslında çözüm zıddındadır. Aşırıya gittiği yerlerde miktarı azalttıkça dengeler yerine oturmaya başlar. Karşı taraftan teşekkürler duyulmaya, adımlar atılmaya başlar. Miktarı azalttıkça etki artmaya başlar.

Peki, kendi hayatımızda miktarı artırdığımız yerler nereler hiç düşündük mü?

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.