“Bugün bizi neler bekliyor bakalım?” diye gözlerini açardı Oya. Daha doğrusu gözlerini açarmış gibi yapardı. Bir dokuz dakika daha mottosu, evin sabah mottosu gibiydi. Oya’nın hep yanında taşıdığı bir yapılacaklar listesi elinin altında dururdu. Ama asıl problem, yapılacaklar listesinden değil, yapılamayanlar listesinden kaynaklanıyordu. Kendisini sık sık, şu minik kafeslerde dönüp duran hayvancıklara benzetir, sonra da dilini ısırır susardı. Gün 48 saat olsa ancak yetecekti sanki vakit. Hayaller ve gerçekler… Sabah ertelenen alarm sesleriyle zor uyanıp, apar topar kendini sokağa atıyordu. İşe hep son dakikalarda yetişiyordu. Akşam eve gelirken de durum farksız değildi. Önceki günden yaparım dediği şeylerin hepsi askıda kalıyordu.
“Ah yetişemiyorum, olmuyor, yetmiyor!” diye konuşa konuşa kahvaltılıkları masaya sıralıyordu. Evliliğinin senesi daha dolmamıştı. Başlarda zamanla bu tempoya alışırım diye düşünüyordu. Ancak zaman geçtikçe günler de kısaldığından şüphelenmeye başlamıştı. Nefes nefese geçen bir ömür içindeydi. Başkalarının hayatlarına bakarak da şikâyetlerine devam ediyordu.
“Ah ev hanımları ne rahatlar, tüm gün onların!” Hâlbuki karşı komşusu Merve’ye sorsan, ona da hiç zamanyetmiyordu. Merve, çalışmıyor ve akrabaları ise kilometrelerce uzakta yaşıyordu. Oya ise hem çalışıyor hem ev hanımlığı yapıyor hem de aile ilişkilerine yetişmeye çalışıyordu. Merve’yi sevse de şikâyet etmesi ona çok tuhaf geliyordu. Eşi de kendisinin şikâyet etmesi konusunda onu uyarmıştı. “Hayatından memnun değilmişsin gibi hissediyorum, bu beni çok üzüyor.” demişti. Artık zamanını daha verimli geçirmek ve daha pozitif olmak istiyordu. Bunun için hayatında bir şeyler değişmesi gerektiğinin farkındaydı.
Oya o gün yine işe nefes nefese gitmişti. İdari kadrodan acil bir toplantı bildirimi aldı. Evden yarı zamanlı çalışma stiline geçiş! İçi biraz buruktu ama şu kovalamaya çalıştığı zamanı evdeyken belki yakalarım diye de düşünmüyor değildi. Belki de bu aradığı o fırsattı. Sabahları otobüse yetişeceği saatte uyuyabilecekti. Uzun soluklu kahvaltılar, kahveler...
“Oh be işte hayat şimdi başladı.” dedi. İlk bir hafta böyle geçti gitti. Fakat Oya akşam oldu mu hala kendini koştur koştur mutfakta yemek hazırlarken buluyordu. Gün içinde evde olması bir anlamı olmamıştı sanki. Arkadaşlarıyla mı görüşsün, evin sorumluluklarını yapsın, yoksa işiyle mi ilgilensin! Karşı komşusunu eleştirirken acaba çok mu ileri gitmişti! Biraz kafasını dağıtmak için karşı komşusu Merve’ye kahve içmeye gitti.
“Ah, evde olmak da ayrı bir zormuş…” diye dert yanmaya başlamıştı ki kapı çaldı. Üst komşuları Neriman teyze elinde meşhur böreğiyle kapıdaydı. İçeri girdi, hem Neriman teyzeyi görmek, hem de mis gibi börekleri yemek ona iyi gelmişti.
“İyi misin Oyacağım, pek düşünceli gördüm seni?”
“Sorma Neriman Teyze hiçbir işim yetişmiyor, birini yaptım desem diğeri yarım kalıyor, e yorgunluğum da cabası…” Neriman Teyze, “Kaçta yatıp, kaçta kalkıyorsun?” diye sorunca Oya irkildi. Çok mu uyuduğumu sandı diye düşündü içinden. “Sabah mesai 9:00 da başlıyor, 9:00 gibi ancak kalkıyorum, gecede işler yetişmediği için geç yatıyorum.”
“İşe güzelce hazırlanıp başlayacağın saatte uyansan kaç olurdu?”
“Aslında 8:00 de uyansam kahvaltımı da yapıp işe başlarım, zaten işe giderken 7:30 da uyanıyordum.”
“O zaman telaşe etmeden işe gitmek için kaçta kalkman lazım güzel kızım?”
“7:00 gibi kalksam olurdu aslında, alarmı da 7:00 den kurmaya başlar, 7:30 da ancak yataktan çıkardım.” dedi Oya ve gülümsedi.
Neriman teyze’nin tam da o arada çalan telefonu, acilen kalkmasına sebep oldu. Ama Oya ilk defa, kalkış saatini sorgulamaya başlamıştı.
Ertesi akşam üstü, küçük bir ikramla bu sefer Oya, Neriman teyzenin kapısındaydı. Direk konuya girdi ve açık yüreklilikle ve cesaretle sordu:
“Ne yapmalıyım Neriman Teyze? Bana bir yol göstersen.”
Neriman teyze tek bir şey söyledi. “Er başla yavrum. Er başla.”
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık", "Başarı Psikolojisi" ve "Sakınmada Ustalık" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yetişmeye işlere çözüm olmuş ne güzel olmuş ☺️ ellerinize sağlık
YanıtlaSilBazen çözüm çok basittir ve biz onu küçümsediğimiz için göremeyiz :) ne güzel söylemiş Neriman teyze; Er başla! Kaleminize sağlık…
YanıtlaSilOkurken yazının sonuna geldiğimi bile anlamadımm.. merakla zamana yetişmenin sırlarını bekliyordum... Yazının devamı gelir mi? :) Neriman teyzeden diğer sırları da okumak isteriz..:)
YanıtlaSilNeriman teyze bize de yetişti :)
YanıtlaSilEr başlamak… Nasıl da ilaç gibi iki kelime:)
YanıtlaSil