Her Problem Çözümüyle Beraber Verilir

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Her Problem Çözümüyle Beraber Verilir 

Geçmişte yaşadığı problemleri düşünürken evin penceresinden dışarı bakıyordu. Kış aylarında olmasına rağmen hava güneşliydi. Okul servisini bekleyen çocukların sesleri evin içine kadar geliyordu. Çok sevdiği mis gibi kokan kahvesinden bir yudum aldı. "Oh şunu içmeden ayılamıyorum." dedi kendi kendine. Murat yakın zamanda bir ameliyat geçirmişti. Doktoru ona istirahat önermişti. O da işlerini ayarlayıp birkaç gün evde dinlenmeye çalışıyordu. Hayatının son birkaç senesi oldukça yoğun geçmişti. Yıllar öncesinden biriken hatalarından dolayı ekstra çalışmak zorunda kalmıştı. Oturduğu kanepede ayaklarını uzatırken küçük oğlunun sesiyle irkildi. 

“Babacığım sen bugün işe gitmeyecek misin?” 

“Yok oğlum, bugün izinliyim.” 

Bu cevap Can’ın alışık olduğu bir cevap değildi. O yüzden babasının yüzüne bakakaldı. Biraz şaşkınlık, biraz sevinç vardı yüzünde. Babasının işi gereği eve geç gelmesine alışıktı. Gündüz saatinde onu evde görmek hoşuna gitmişti. Babası eve geç geldiği için Can daha çok annesiyle vakit geçirirdi. Annesi Elif sert mizaçlı biri olsa da çocuklarına düşkün bir anneydi.

Murat ile Elif evleneli on iki yıl olmuştu. Her ikisi de ailelerinin göz bebeğiydi. Çocukluk ve gençlik yılları çok rahat geçmişti. Düğünleri yaşadıkları şehrin en lüks otelinde olmuştu. Çok zengin olmasalar da çocukları için kesenin ağzını açmışlardı. Hatta biraz borçlanmışlardı. Düğünde her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü. Yeter ki çocuklarımızın yüzü gülsün derdindeydiler.

Evlendiğinde Murat üniversiteyi yeni bitirmiş ve mühendis olmuştu. Ama arkadaşları gibi bir firmada işe girmek istememişti. Kendi şirketini kurup patron olmalıydı. Ailesi bu konuda da onu destekledi. Memleketlerinde kiraya verdikleri daireyi satıp onunla Murat’a bir iş kurdular. Genç yaşta şirket sahibi olmuştu ama çok deneyimsizdi. Öte yandan Elif’in de Murat’tan beklentisi yüksekti. Elif üniversite mezunu olmasına rağmen hiç çalışmamıştı, çalışmak da istemiyordu. Murat’ın çok para kazanarak ona rahat bir hayat sunmasını beklemekteydi. Bu yüzden evliliklerinin ilk yılında daha büyük bir eve geçmek istedi. Canı sıkıldığında alışverişe çıkıp eve yeni eşyalar alma derdindeydi. Murat çok para kazanarak eşini mutlu edebileceğini düşüncesindeydi. Ama bu zannettiği gibi de olmadı.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Şirketinde aldığı ihalelerde her defasında yeni bir sorun eklenmekteydi. Ailesi ilk başta ona bir süre destek olsa da kaynakları tükenmeye başlamıştı. Arkadaşlarından borç almaya ve bankadan kredi çekmeye başladı. Ancak işinde çok deneyimsizdi. Bu borçları ödeyebilecek kadar kazanamıyordu. Öte yandan eşinin fazladan harcamaları işini daha da zora sokmuştu. Evliliğinin ilk yılları bu mücadeleyle geçmiş ve sonunda artık iflasın eşiğine gelmişti. Eşinin isteklerine “hayır” diyemiyordu. İki tane oğlu dünyaya gelmişti, onlara iyi bir hayat yaşatmak istiyordu. Ama imkanları artık yetersizdi. Ailesi de Murat yüzünden birilerine borçlanmıştı. Destek olabilecek güçleri kalmamıştı. Telefonu sürekli borç aldığı kişilerle çalmaktaydı. Bankalar da ona artık kredi vermiyordu. Murat kendini tamamen köşeye sıkışmış hissediyordu. Çok ciddi sorunları vardı ama çözebilecek gücü yoktu. Bu çaresizlik hissiyle oradan oraya savruluyor gibi hissediyordu.

Çaresiz hissettiği günlerden birinde yolda eski bir arkadaşıyla karşılaştı. Uzun zamandır görüşmemişlerdi, oturup bir kafede sohbet ettiler. Murat durumundan bahsetti. Geceleri artık gözüne uyku girmez olmuştu. Her türlü çözüm önerisine açıktı. Arkadaşı Ersin onun anlattıklarını dikkatlice dinledi.

“Belli ki çok üzülmüşsün, seni çok iyi anlıyorum. Benim de son üç yıldır evliliğim de işim de kötü gidiyordu. Köşeye sıkışmış hissediyordum. Hatta durumu düzeltmeyle ilgili neredeyse umudumu kaybetmek üzereydim” diye uzun uzun o günlerden bahsetti. Arkadaşının da benzer zorlukları yaşadığını söylemesi Murat’ı rahatlatmıştı. Demek ki bu sıkıntıları yaşayan sadece kendisi değildi. 

“Eee” dedi Murat merakla. “Bahsettiğin problemleri çözebildin mi? Şu an çok rahat gözüküyorsun. Sen anlatmasan bunları yaşadığını anlayamazdım.” 

“Şu an çok rahatım, evet doğru. Katıldığım bir seminer bakış açımı tamamen değiştirdi.

Murat bu seminerleri merak etti ve sorular sordu. Ersin de seminerlerinden ve içeriğinden biraz bahsetti. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; "Problem varsa mutlaka çözüm vardır. Hiçbir problem insana eziyet olsun diye verilmez. Çözüp geçmesi için verilir. Önemli olan problemler kalıcı hale gelmeden gerçek çözümler üretebilmek"

Problem varsa çözüm de mutlaka var ise o zaman umut hep olmalı.” 

Murat bu cümlelerden etkilendi ama problemlerini çözebilmesi için daha detaylı bilgiye ihtiyacı vardı.

 “En iyisi bir seminere misafir ol. Sonra devam edip etmeyeceğine sen karar verirsin” dedi Ersin. 

Kendi hayatındaki sıkıntıları nasıl gösterecekti bu seminer?

Peki seminerde gerçekten sorusunun cevabını bulacak mıydı?

Bulduğu cevaplar problemlerini çözebilecek miydi?

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi tutarlı, uygulanabilir, anlaşılabilir, faydalı bilgilerle hayatımızı kolaylaştırmamızı sağlar. Bu bilgilerle insan ailesiyle, arkadaşlarıyla, müşterisiyle nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğini öğrenir.

Yorumlar

  1. Probleminin çözümünü de bulabilmenin bir yolu yordamı var… ne büyük konfor… teşekkürler…

    YanıtlaSil
  2. İnsan çözümü hep uzaklarda arar ve problemi daha da büyütür.Oysa çözüm problemin yanı başında...

    YanıtlaSil
  3. Bir çok sorunun cevabı bu seminerde.. :)
    Kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  4. Peoblem varsa çözüm de vardır.
    Kaleminize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş💐

    YanıtlaSil
  5. İnsan bu hayatın yasalarını bilemediği zaman mutlaka hayatın soruları sorun olmaya başlar bu da insanı gerçekten çok mutsuz ve kenara sıkışmış hissediyor insan. Başka hiç bir yerde görmediğim bu eğitim benim de gözümü açtı. Çok mutluyum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder